Gençlik ve Spor Bakanlığı himayesinde Samsun Valiliği koordinesinde 'Geleceğe Kulaç Atıyoruz' projesinin önemini anlatmak isteyen masalcı bir gazeteci, baltayı yine her zaman olduğu gibi taşa vurdu. Sadece çocuklara değil yetişkinlere de yüzme eğitimi verilmesini isteyen masalcı gazeteci, herhalde ilk önce kendi yazılacak bu kursa. Çünkü yazısında Sinop'taki zehirli varilerle ilgili anlattığı olayda gazetecilerin yüzme bilmediğinden bahsetmiş. Artık nereden biliyorsa yüzme bilmediklerini. O haber yapılırken yanlarında mıydı acaba?
Yine anlattığı masallarla çok biliyormuş havasına bürünmüş. Meslek hayatı boyunca hangi önemli haberin altında imzası var ki oturduğu yerden ahkam kesiyor. Önce kendi yaptığı ve ödül aldığı haberleri bir anlatsın bakalım. Yazsın okuyalım. Anadolu Ajansı onu hacca gönderdi, ballandıra ballandıra yıllardır anlatır durur. O dönemlerde zaten bir tek Anadolu Ajansı muhabirleri gidebiliyordu kutsal topraklara. Yani orada çektiği fotoğrafların gazetelerde girmesi onun bir başarısı değil. Çünkü alternatif yoktu.. Ajansın Genel Müdürü rahmetli Hüsamettin Çelebi, hemşerisiydi, hemşehri dayanışması sonucu oradaydı masalcı.
Bir de o varil haberinde gazeteciler ödül almamıştı ayrıca. Hafızası zayıfladı galiba çok bilmiş yayın yönetmeninin. Meslek eskisi gibi değil tabii ki, dijital dünyayı yaşıyoruz. Önceden haber atlatmak ayrı bir keyifti. Bu yayın yönetmeni de haber atlamayla ünlüydü. O çamur attığı gazetecilerin yaptığı haberleri ertesi gün gazeteden okur kıpkırmızı kesilirdi. Gerçi şimdi de bir farkı yok. Yine haber atlamaya devam ediyor. O kadar çok başı dönmüş olacak ki atladığı haberlerden yalana sarılmaya ihtiyaç duymuş.
Dur hatta onun attığı klasik üç beş başlıkla cevap vereyim; 'Kadere bak' anlatmaya devam ediyor. 'Kaderin böylesi', Kaderin cilvesi' gibi manşetlerle kendini yayın yönetmeni olduğunu sanıyor galiba. Daha çok şey var bu arkadaşın başarısızlıklarını anlatmaya da değmez be. Değmez ona bu satırlarda yer ayırmaya. Meslektaşlarına ayar verecek en son kişidir kendisi. Gazetecileri değil, patronunu düşünüp reklam haberi yapandan 'Gazetecilere' verilecek hiçbir öğüt de yoktur. Ayrıca hem kendisinin hem de patronunun Samsun'u düşündükleri de yok. Kalemini patronunun emrine vermiş onun yaveri olmuş birinin gazeteciler üzerinden prim yapmaya çalışması, meslek adına da yazık olmuş, denilebilir..
Son olarak; yüzme bilmediğini iddia ettikleri gazetecilerle de şöyle açık denizde bir kulaç atsın bakalım. Kim ne kadar yüzme biliyor herkes görsün. Unutmadan, hem Kazım Yılmaz'ın hem de Adnan Ölmez'in Samsunspor'a başkanlık yaptığı dönemde ikisinin de akıl hocasıydı bu yayın yönetmeni. Her ikisinin de Samsunspor'u getirdikleri nokta ortada. Yakında onların da dosyasını açacağım. Kamuoyu tüm gerçekleri görsün...