Eskiden ahlak var sanılan yerler meğerse sosyal medya yok diye öyle sanılırmış.
Eskiden beri kim bilir ahlaksızlığın, haksızlığın, caniliğin ve cehaletin kaçıncı boyutları yaşandı da, o zamanın insanları bunları hiç bilemeden, sadece ‘sanarak’ yaşadı gitti.
Olan tüm bu arsızlığın içinde ses çıkaramayan, hakkını savunamayan masumlara oldu.
Günlerdir hepimizin nerede olduğunu merak ettiği Narin yavrumuzun kara haberi geldi. Hepimiz az çok tahmin ediyorduk ama insan işte bir umut, bir mucize bekliyordu...
Narin’e kıymışlar o belli ama bunun beraberinde Narin’den önce o köyde, o köyün kızlarının tuhaf şekilde ölümleri ya da sakat kalmaları konuşuluyor şimdi. Söylenene göre Narin’in engelli ablası merdivenlerden düşerek ölmüş, o aileye (!), o köye bakınca bu durumun hakikatinin de bir araştırılması gerektiği düşüncesindeyim ben de herkes gibi…
Başta söylediğim o ahlaksızlık durumu ve bir çoğumuzun bunları bilmeyişi burada ortaya çıkıyor, üstelik tüm bunların hâlâ bir yerlerde yaşanıyor olduğunu bilmek de oldukça can acıtıcı!
Ve şimdi bizler, ne çok unutmamamız gereken olaylar sığdırdık zihnimize, yüreğimize, ruhumuza…
Ne çok beklentiye girdik ve ne çok hayal kırıklığı yaşayıp, umutsuzluğa düştük biz, en umut vadetmesi gereken yaşlarımızda…
Ne çok sindiremediğimiz adaletsiz düzen, ne çok acı sığdırmaya zorlanıldık içimize.
Bir yanda görgüsüzlüğü ile nam salmış bir ailenin, yaptığı onca şeye rağmen cezaevinden çıkışı…
Bir yanda Narin gibi narin çocukların tacizine, ölümüne sessiz kalmış aileler…
Tüm bu hengamede aileyi, akrabayı, ahlakı ve adaleti sorgularken kafayı sıyırmak üzere olan bizler, bir avuç insan…
Saydığım o dört kelime (aile, akraba, ahlak ve adalet) insanın inancının temellerini oluşturmuyor muydu? Bunlar bizlerin çok sağlam gördüğü şeyler değil miydi?
Çocukluğumuzda kıyamet alametleri denilen şeyleri bu kadar erken yaşayacağımızı görmek ve yine çocukluğumuzdan bugüne bize temel olarak öğretilen şeylerin bu kadar sarsıldığına şahit olmak, hepimizde ruhsal ve bedensel şiddetli depremlere, düzeltilemez yıkıntılara sebep oluyor…
Her sene bir parçamızı daha kaybederek ilerlediğimizi sanarak geriliyoruz, bu adaletsiz düzende…