Her yetişkinin arkasında çocukluk yıllarından geleceğe taşıdığı iyi ya da kötü izleri vardır ama bir çocuk vardı ki; O hayatında ne yaşamış olursa olsun, çocukluğundan bu güne getirdikleriyle bir bireyin değil, bir milletin kaderine yön verdi.
Hepimiz Mustafa Kemal’i biraz bildiğimiz çocukluğundan, eğitiminden, savaşlarından, başardıklarından, başaramamışsa bile oralardan kendine ders çıkarmalarından, kişiliğinden, duruşundan tanıyoruz ama ben bugün çocuk Mustafa’nın gözleriyle bakıyorum o günlere ve bugünlere…
Çocuk yaşta babasız kaldı, çocukluğunu tam anlamıyla yaşayamadı, belki heves edip alamadığı oyuncaklar oldu, elbette içinde yanıp duran korları, kırgınlıkları vardı O’nun da ama bunlara değil her daim ileriye bakmayı görev bildi hayatında…
Kimileri çocukluğunda yaşadıklarını bugünlere savaşlar ya da toplumu olumsuz etkileyecek davranışlarla yansıtsa da,
O da çocukluğunu tam anlamıyla yaşayamamış biri olarak, o kötü yolları seçmemiş ve farkını bariz bir şekilde ortaya koyarak o anlamlı günü hediye etmiştir çocuklara, 23 Nisan’ı!
Bugünün hem çocuklara armağan edilişi, hem de “Ulusal Egemenlik” ilan edilmesi aslında oldukça ciddi ve derin anlamlar taşımaktadır.
Çünkü Atatürk, egemenliğin sahibinin halk olduğunu ve halkın geleceğinin de çocuklar olduğunu biliyordu.
Bu yüzden “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni çocuklara emanet etti.
Elbette çocuk Mustafa’nın karakterinin temel taşlarının oluşmasında, az zaman geçirmiş olsa da babasının ve çoğunlukla annesinden gördüğü sevgi, disiplin ve aldığı eğitimlerin etkisi büyüktür.
Atatürk tüm bunları bir araya getirip, içindeki çocuklara olan inancını ve sevgisini onlara bir bayram hediye ederek, aslında çocuklara ne kadar çok değer verdiğinin altını çizen bir liderdir.
Umarım her birimiz O’nun baktığı gibi bakarız yarınlarımız olan, geleceğimiz olan çocuklarımıza…
Ve güzel çocuklarımız, her birinizin gözlerinden öpüyor ve bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum, her birinize çokça sevgiler… ♥