Bir dönem internette “kanaviçe tasarımlı kolyeler” çok yaygındı.
Ben de gördüğümde çok beğenmiş ve yapmayı denemek istemiştim lakin kanaviçe işlemeyi bilmiyordum ama bu kolyelerden tasarlayıp kullanmanın hayali, beni Halk Eğitim Merkezi’nde kursa yazılmaya itti.
Başlangıçta hedefim; işleme yapmayı öğrenmek, kendime ve yakın arkadaşlarıma bu kolyelerden yapmaktı. Sonrası için ise belki de bu ürünlerden satıp, para kazanmaktı…
Kursa başladım ve başlangıçta çiçekler, böcekler işledik. Sonra yavaş yavaş harfler, sayılar derken sistemin işleyişi, yapılan hataların doğruyu buldurması ile taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu kafamda kanaviçe dünyasına dair…
Tabi sonra olay çok başka yerlere evrilmeye başladı, kanaviçe kolye fikriyle çıktığım yolda, çiçekler böcekler işliyorduk ama benim aklım hep Samsunspor’daydı.
Havluya şema işliyorduk ama ben kafamda plan yapıyordum; “havlunun başlarına kale işleyeyim, orta saha çizgisi, bir kaç futbolcu şeması ve futbol topu, bir de “Samsunspor - 55” yazdık mı tamamdır!”
Artık şema saymaları, sayım yaparak kumaşa yerleştirmeleri az da olsa öğrenmişim ya, benim internette farklı şema aramalarımı görmeyin:)
Futbolla alakalı şemaların aramasını yaparken, başka takımların armalarının kanaviçe ile işlendiğini gördüm ve heyecanla hemen Samsunspor’un kanaviçe arması var mı diye baktım?
O zamanlar bulamadım, olmamasına üzüldüm ama olabilirliğini de hiç düşünmedim açıkçası.
Ben yine “Samsunspor 55” yazarım her türlü düşüncesindeydim.
Tabi bu aralıkta boş durmadım, o bulduğum diğer takımların armalarını işledim “bakalım yapabiliyor muyum?” diye.
O dönem gittiğim kursu bırakmak zorunda kalmıştım ama ben yine de evden denemelerime devam ediyordum.
Yaptığım işlemeler felaketti ama arkadaşlarım bana çok inanmış olacak ki, tüm bu göz kanatan acemiliğe aldırış etmeden, tuttukları takımın arması ile kendi kişiye özel havlularını sipariş ettiler ve ben de küçük küçük paralar kazanmaya başladım.
Bir süre böyle devam etti ve bir gün sosyal medyada Samsunspor’un kanaviçe şemasının paylaşıldığını gördüm.
El emeğine her türlü saygım var ama Atatürklü armaya olan saygım da çok fazla.
Böyle bir girişimin olması çok hoş ama armada beni rahatsız eden bir şeyler vardı, armadaki atın kafası kartal kafası gibi duruyordu.
Kimsenin armasını küçümsemiyorum elbette ama harften, rakamdan ya da herhangi bir şekilden kanaviçe arma oluşturmak kolay, bizim armamızda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk var, geri kalan çerçeveyi ya da Samsunspor - 1965’i yazmak çok zor değildi, armayı arma yapan Ata’mızdı, o yüzden bu tasarım daha bir özen istiyordu.
Daha kanaviçe dünyalarında çok yeni olan ve şema saymalarını bile ekranla cebelleşe cebelleşe yapan benim, sıfırdan bir şema oluşturmak aklının kıyısının kıyısından geçmezdi elbette ama bu armanın rahatsız edici yanına da müdahale etme isteği doğdu içimde ve kendi kendime dedim ki; “Dilek şu an yarım yamalak da olsa etamini biliyorsun, e Samsunspor’a aşıksın zaten, bunu yapsan yapsan sen yaparsın kızım!”
Önce, -fotoğrafı kanaviçe şemasına dönüştürme- uygulamasına yükledim armayı, defalarca farklı ebatlarda denememe rağmen istediğim gibi sonuç vermiyordu.
Farklı uygulamalarda da deneyip olmadığını gördükten sonra, başladım armayı önce parşömen kağıdı, sonra da havluya çizip üzerinde çarpı işi çalışmaları yapmaya…
Önce çerçeve tasarımı üzerinde çalıştım hatta en ya da boyda kare sayılarını Samsun’umuzun plakası olan 55 yapmak istedim ama arma çok basık oluyor diye olağan akışında ilerlemeye devam ettim.
Yap-sök, işle-say-beğenme-sök!
Artık en son sökmekten fenalık geçirip kesmeye başlamışım ipleri, öyle bir deneme çalışması…
Bir süre epey uğraştıktan sonra “olmuyor!” diye bırakıyor, aradan 1 hafta kadar geçiyor, dayanamıyor yine denemek için elime alıyordum.
Bazen “olmayacak galiba, yapamıyorum” diye bırakıyor, belki üzerinden 1 ay geçtikten sonra “yok, benim bunu yapmam lazım” diye hırsla aşk arası bir duyguyla yeniden denemeye koyuluyordum.
“Çerçeveyi çift kare yapayım, yok çok kaba oldu sök!
Atın ayağını 5 kare yapayım, ay çok kalın ve basık oldu böyle de, sök!
1965 ile arma arasında kaç boşluk olsa ya!?
Samsunspor yazısını el yazısı ile mi yapsam kare ile mi?
Neyse Samsunspor yazısındaki S’leri 5 şeklinde yapayım da ‘55’ olsun…”
Böyle böyle her bir karesi düşünülmüş, hatta en sonunda Atatürk’ün baş kısmı için ayrı bir mesai yapmış olmanın sonunda, yani 3,5-4 ayın sonunda Samsunspor kanaviçe şeması ortaya çıktı.
Yaptığım çalışmayı sosyal medyada paylaştığımda kimse pek oralı olmadı.
Bana göre çok güzel bir iş başarmıştım ama durup bunu kimseye anlatmak için de ekstra çaba sarfetmedim, sadece işlemeye ve üretmeye devam ettim.
Sonra yavaş yavaş el emeğim, göz nurum fark edilmeye başlandı ve toplu siparişler dahi almaya başladım.
Hatta başka Anadolu takımlarının şemalarını da tasarladım.
Küçücük bir kolye tasarımı niyeti ile girdiğim yolda, hayat beni bambaşka ve çok güzel bir yola götürdü.
Şimdilerde sağlık sorunlarımdan dolayı el emeklerime çok zaman ayıramıyor olsam da, el emeği ile para kazanmaya çabalayan, devam eden dostlar gönül rahatlığı ile Atatürklü armamızın şemasını kullanıp, siparişler alabilir.
Ben nasıl başkasının oluşturduğu tasarımlarla üretim yapıp kazanç elde ettiysem, başkaları da benim yaptığım tasarımla kazanabilir elbette…
Ben şimdilerde devam edemiyor olsam da, armamız bu en güzel ve düzgün hâliyle yürüsün gitsin isterim.
Elimizin emeğine, gözümüzün nuruna sağlık….