Bir gün önce Manisa FK'nın kazanması ve puan farkının 7'ye çıkması üzerimizde "normal olarak" baskı yaratabilirdi.
Kazanmak gerekiyordu...
Kendi sahasında iyi oynayan, kazanan ve yeni hoca değişikliğine giden, heyecanlı bir takımla karşılaştık.
Evet Samsunspor, İnegölspor'a karşı "şampiyon gibi" oynamadı.
Bardağa dolu tarafından bakacak olursak;
Şampiyonluk yolunda bazı maçları oynamadan, en kötü olduğunuz gününüzde de kazanmanız gerekiyor.
İnegöl'de öyle oldu.
2-3 olgun atak dışında Samsunspor etkili oynayamadı.
***
Teknik Direktör İrfan Buz'u kadro seçiminde artık eleştiremiyorum.
Çünkü futbolcuların performansları o kadar inişli çıkışlı ki, karar vermek çok zor olmalı.
Bir hafta çok iyi olan Oğuz ve Enes ertesi hafta sahada gözükmüyor, Manisa'ya 2 gol atan Atabey maçta mıydı onu bile hatırlamıyorum.
Bazen futbolcuların teknik adamlara yardımcı olması gerekiyor.
Özellikle böyle deplasmanlarda sorumluluk alınması lazım.
Afyon ve İnegöl deplasmanları, Bahattin'in attığı tek gollerle oynanmadan kazanılmış maçlar.
Çekirge bir zıplar iki zıplar.
Benden söylemesi...
***
İrfan Hoca son oyuncu değişikliğini 70. dakikada yani biraz erken yaptı.
Bahattin'in kasığından yaşadığı sakatlık esnasında Samsunspor'un oyuncu değiştirme hakkı kalmamıştı ve kendi kendime eyvah dedim.
Neyse ki önemli bir şeyi yokmuş, oyundan çıkmak zorunda kalmadı.
Ama Allah korusun, hadi Bahattin'i geçtim kaleci Nurulllah'a bir şey olsa son 20 dakika 20 yıl gibi gelirdi, bitmezdi.
Kazanılan önemli bir üç puan var ortada ama hala oturmuş bir sistem, bir oyun, bir karakter yok.
Teknik, taktik bilgisine güvendiğim "İrfan Buz etkisini" ben henüz takım üzerinde hissedemedim.
Ama en azından şunu gördüm; İrfan Hoca kendi ve takımı hakkında öz eleştirisini yapabiliyor.
İşte bu iyiye işaret...