Karşılaşma tam da istediğimiz gibi başladı.
Genel olarak maçlarda gol atma sorunu yaşayan Samsunspor'un 3. dakikada öne geçmesi herkesi rahatlattı.
İsmet Hoca'ya "Bu maçın senaryosu nasıl olsun istersiniz" diye sorsak, herhalde vereceği cevap her teknik adam gibi "erken gol" olurdu.
Rakibin direncini kırmak için bu çok önemliydi fakat öyle olmadı.
Maçın ilk yirmi dakikalık bölümünde, özellikle üçüncü bölgede yaptığımız pres ile İnegölspor'u telaşlandırdık.
Hatta kaleciye giden bir kısa pas sonucu ile gole çok yaklaştık, Erhan Şentürk aceleci davranınca olmadı.
Fakat daha sonra ne olduysa Samsunspor biraz geriye yaslandı ve İnegölspor kalemize gelmeye başladı.
Bunun nedeni her zamanki gibi psikolojik diyeceğim ama Samsunspor golden sonra 15 dakika daha rakip yarı alanda pres yaparak oynadı.
Oyunu domine etti.
Yani geriye yaslanmanın 1-0 öne geçmek ile alakası yoktu.
Herhalde İnegölspor'un hocası Fatih Akyel bu duruma 20 dakika sonra bir çözüm üretti ki, ilk devrenin sonlarına doğru kalemizde pozisyonlar gördük.
Neyse ki, Ahmet Altın iyi günündeydi...
Maçın ikinci yarısında zaten her zamanki gibi İlyas Kubilay Yavuz yine çıktı sahneye.
Gerçekten, Samsunspor için önemli bir oyuncu.
Rakipler için ciddi tehdit oluşturan bir isim.
Bir takımın hocası, tüm takımın sistemini böyle bir futbolcuya kurabilir.
Ben şimdiden 1. Lig'de göstereceği performansı merak ediyorum.
Sarıyer ve Sakarya'nın mağlup olduğu haftada kazanmak güzel oldu.
Gerçekten şuanda şampiyonluğu hak eden iki takım zirvede.
Şampiyon kim olacak?
Oda bundan sonraki haftalarda gösterilecek performanslar sonucu ortaya çıkacak.
Ben 29. hafta oynayacağımız Keçiörengücü deplasmanı için şimdiden heyecanlanmaya başladım.