Karşılaşmayı yorumlamadan önce bir konuya değinmek istiyorum;
Her maç şu kadar bilet satıldı, bu kadar seyirci olacak diye "abartılı" rakamlar açıklanıyor...
Samsunspor'un daha önceki iç saha maçlarında satılan bilet sayısı ile tribündeki seyirci sayısında 2-3 bin gibi rakamlar oynuyordu.
Farkındaydık, ama üzerinde durmuyorduk...
Fakat dün oynanan maçta, 17 bin bilet satıldığı açıklandı ama 19 Mayıs Stadyumu'nda yaklaşık on bin kişi vardı.
Aradaki fark 7 bin, büyük bir rakam...
Bu tutarsızlığın iki farklı nedeni olabilir;
Ya 7 bin kişi bilet almasına rağmen maça gitmeyi unuttu?
Ya da satılan bilet sayısı abartılıyor, kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor.
Maça gelecek olursak;
Taner Taşkın beklediğimiz kadro ile sahaya çıktı.
Bahattin solda, Beşir forvette...
Kanatlarda Bahattin ve Enes'in fazla hücumcu olduğunu ve savunma yaparken sorun yaşanabileceğini söylemiştim.
Fakat Hacettepe'nin 11 kişi defans yapacağı aklıma gelmemişti.
Özellikle geçen hafta 6-1 kazanmalarının ardından genç ama daha cesur bir takım bekliyordum açıkçası.
Ankara temsilcisi, tecrübesiz, istekli bir kadroya sahip ama doksan dakika boyunca elleri ayakları birbirlerine dolanır gibi gereksiz bir panik içerisinde oynadılar.
Maçın genelinde ikinci bölgede top çeviren Samsunspor, üçüncü bölgeye geçişlerde ya ofsayda kaldı yada Hacettepe'nin kalabalık savunmasına takıldı.
Taner Taşkın ise buna maç boyunca bir çözüm üretemedi.
Samsunspor'un tehlike yarattığı ataklar, genelde rakip kapanırken değil de, kontra ataklardan geldi.
Taşkın maç esnasında bunun farkına varıp rakibi biraz üzerine çekmesi gerekiyordu ama bu Kubilay'ın golünden sonra kendiliğinden gelişti.
Hacettepe'nin beraberlik golünü aradığı dakikalarda yani.
Kubilay, Bahattin, Enes ve Beşir gibi bu kadar sadece hücumu düşünen dörtlü ile, 70 dakika gol atmakta sorun yaşanması, üzerine düşülmesi ve çözüm üretilmesi gereken bir sorun olduğunu gösteriyor.
Samsunspor, hiç hücumu düşünmeyen, tecrübesiz ve panik içerisinde olan rakibi karşısında iyi oynadı ama taçtan bulduğu gol ile maçı kazandı.
Takım olarak değil de, bireysel performansların özellikle Kubilay'ın ön plana çıktığı bir karşılaşma olduğunu düşünüyorum.
İnegölspor ile oynanan maçın ardından da aynı şeyi yazmıştım;
"Kubilay'a endeksli futbol" diye..
Yine yazıyorum; Kubilay iyiyse, Samsunspor'da iyi!
Kubilay yoksa, sıkıntı var...