Saat: 15:00...
Yer: Çiftlik Caddesi
Samsunspor taraftarı maça aslında orada başlamıştı.. Kimi maçın skoruyla ilgili yorum yapıyor, kimi de 'hadi maça' diye arkadaşlarını çağırıyordu..
Toplandı taraftar, meşaleler yandı tezahüratlar başladı... Herkes 'Tek yürek' olmuştu...
Saat: 16.00...
Yer: 19 Mayıs Stadyumu önü..
Yaşlısı genci, çocuklar, bayan taraftarlar, herkes maça gidiyordu... Kısacası ogün her yer Kırmızı beyazdı...
Saat: 17.00...
Yer: Orası... Yani stadyum...
Maç saati yaklaştıkça taraftar tribündeki yerlerini almaya başladı... Heyecan dorukta....
Ama bir şey vardı herkesin aklında.. Aslında bir korku..
Korkunun adı da: 'YENİLMEK'di...
Çünkü yenilmek her şeyin sonuydu. Hatta bir puan kaybetmek bile yenilmekle aynı anlamı taşıyordu...
Ben de Maraton Tribünü'ndeydim..
Saat: 19.00...
Herkes bir ağızdan tezahüratlar yapıyordu, koreografi zaten her zamanki gibi harikaydı...
Maçın ilk dakikaları neşeler yerinde 'ama yüreklerde korku var'..
Her şey güzeldi, takıma müthiş bir destek vardı...
Gol oldu tribünler 'YIKILDI'... Bütün stadyum bir sevinç yumağı oldu...
Galiba korkuya gerek yoktu. Olacaktı bu iş. Ah bir de İstanbul'dan gol sesi gelse...
İşte o sırada korku 'yüreğimize bir kez daha girdi'..
Sivasspor'un beraberlik golü gelmişti çünkü...
Derin bir sessizlik.. O sessizliği İstanbul'dan gelen gol sesi bozdu. Coşku arttı. Çünkü Fenerbahçe gol atmıştı..
Şimdi beklenen şey Sivasspor önünde galip gelmekti... Yani top bizim ayağımızdaydı.. Golü at, Lig'de kal, hepsi bu..
Oynadık oynadık, biz kaçırdık..
O da ne umutlar bir anda yeşil çimlerde yok oldu. Tribünlerde 'matem havası'..
Sivasspor o korkuyu gerçek kıldı...
Gol atan onlardı..
Bütün bir sezonun fotoğrafıydı, aslında bu.. Bitişin habercisi gibi...
Hani yukarıda söyledim ya, coşku doluydu herkes, genci yaşlısı, çocuğu, bayan taraftarı diye... İşte artık 'Gözyaşı' vardı hepsinin yüzünde...
Ve tepkiler geldi..
Saat: 20.45
Samsunspor 2-1 mağlup.. Maçın uzatma dakikaları..
Samsunspor'un artık ümitleri tükendi..
Tepki var sahada.. Adres 'Protokol tribünü'..
Çok uzağımda olmayan bir taraftar, protokol tribününe doğru 'Bu zamana kadar neredeydiniz beyler!' diye bağırıyordu; gözleri yaşlı olarak...
Sahipsiz bıraktınız bizi diye isyan ediyorlardı..
Çevreme bir baktım, donup kalanlar, ağlayanlar, isyan edenler.. Hepsi aynı karedeydi..
Petkoviç çok önce gitti ama 'ona isyan halen doruktaydı'...
Sesler yükseliyor; "Yaktın bizi Petkoviç"...
Sonrasında maçın hakemi Hüseyin Göçek'e tepkiler yükseldi..
'Ah o penaltıyı verseydin diyenler'...
Ama hepsi geride kaldı, düdük çaldı, Samsunspor düştü..
Şimdi Spor Müdürümüz Yusuf Ziya Çakır, 'İşte o bitişin öyküsünü yazıyor' bugünden itibaren..
Amaç hesap sormak değil elbette..
Ders çıkarmak.. Çıkarabilene tabi...
Sağlıcakla kalın...