Ümit Özat takımının kadro kalitesine ve ev sahibi olmasına rağmen ‘bekleme oyunu’nu tercih etmiş. Dahası Hasan Kılıç’ın yanında bir başka defansif orta saha Troure’yi kullanarak ana planını ortaya koymuş: Sabırlı oynayarak, Erkan Zengin, Volkan Şen ve Mehmet Akyüz gibi oyuncular ile kontralar yakalayarak sonuca gitmek…
Kendi cenahınca hayli eleştirilecektir Özat. Şüphesiz haklılık payı var. Ama şurası da bir gerçek, Zengin, Şen ve Akyüz birçok oyuna olduğu gibi bu oyuna da yatkın. Hem de fazlasıyla.
50’de Guido ile gelen gole kadar süren bu oyunda sadece bir pozisyon bulmaları planlarının işlemediğinin göstergesi. Çünkü karşılarında 75’ e motive bir Samsunspor vardı her şeyden önce. Dikkatliydiler aynı zamanda. Ve dayanışma içinde…
Buraya kadar sorun yok.
Sorun, oyunun son bölümünde belki psikolojik şartlar, belki hocanın talebi sonrası takımın nerede ise kendi ceza sahası çizgisinin önüne kadar çekilerek davetkar bir tutum sergilemesiyle birlikte doğdu.
Gereksiz ve anlamsızdı bu.
Oyunun merkezini geriye çekmek skoru belirleyen ana unsur oldu.
Bu unsur, ev sahibini cesaretlendirirken, Samsunspor’u paniğe sürükledi ve beraberinde peş peşe hatalar sonrasında gol geldi.
ADS’yi bu kadar kötü yakalamış ve skor üstünlüğünü ele almışken, oyunu tutmayı bilmek gerekirdi.
Bir saha içi liderin yokluğu ve önemi arandı bu dakikalarda. Savicevic bu rolü üstlensin diye transfer edilmiş bir isim, ama maalesef o da bu rolü üstlenemedi.
Kubilay’ın sakatlanarak çıkması, Ferhat’ın da yorgunluk sonrası oyundan düşmesi ile tüm direnç noktaları da yıkılmış ve sonuç kaçınılmaz oldu.
Ama maçın önüne geçebilecek bir ‘kural hatası’ çıkabilir bu 90 dakikadan. Savicevic’e beklenirken, Nadir’e çıkan bir sarı kart var önce. Sonrasında aynı Savicevic’e çıkan bir başka sarı! Arkadan rakibine faul yapan Savicevic iken, Nadir’e neden sarı kart gösterdiğini ikna edici biçimde raporlamak zorunda Hüseyin Göcek. Kulpuna uydurulabilir… “Ben o pozisyona değil, Nadir’in itirazına” gibi...
Olur mu olur.
Yoksa kural kitapçığı açık…
Tekrar bir Adana deplasmanı daha!