Oturmuş bir kadroya sahip olsa da... Ritmini kaybetmiş bir takım Manisaspor. Sezon başından bu yana yaptıkları en iyi şey, rakip defansın dengesini bozarak ya da arkasına sarkarak sonuca gitme becerisiydi.
Yiğit Gökoğlan, İsaac, Murat Erdoğan ve Simpson'un bu tarz takımlar için biçilmiş kaftan olmaları onları sonuca götüren en önemli etkendi.
Yiğit gitti önce.
Ardından Simpson.
Dolayısıyla takımın kimyası bozuldu.
Forvet eksikliğinden artık, Kahe veya Makakula'lı pivot santraforlu oyuna dönmek zorunda kaldılar.
Dolayısıyla ezberleri bozuldu.
8 haftadır kazanamıyorlardı üstelik.
Taraftarları da kendilerini terk etmişken...
Manisa'dan alınan 1 puana sevinmek mi gerekir yoksa üzülmek mi?
Soru bu: Geriden gelip 1 puanı kurtarmak teselli olabilir, evet; ama kazanarak Manisa"yı daha derin bir krizin içine sokabilmek mümkündü.
Ama cesaretten yoksun olmak.
Oyun ve oyuncu tercihlerindeki yanlışlar.
Büyük balığın kaçmasına neden oldu.
KAFASI KALDI!
Serdar Özkan oyuna girene kadar takım, Petkovic'in takımıydı. Kafa, o kafaydı çünkü. Petkovic niye gönderildi o zaman? Sorun o değildi de, cebine 350 bin Euro daha niye konuldu?
Takımı arapsaçına çevirmişti Boşnak teknik adam, mesela Ordu maçında 3'lüye dönerek yeni sürprizlerine bir yenisini daha eklemişti.
3-5-2 gibi oynayabilir mi Allah aşkına bu takım.
Hadi sağdaki Adem'le kısmen...
Ya soldaki Bahia'yla?
Katetme özelliği hiç olmayan bir oyuncu ile bu sistemin gereklerinin yerine gelmeyeceği bilinmesi gerekirken...
Aynı tas aynı hamam!
Manisa'da Serdar'ın girip oyunun seyrini tamamen değiştirene kadar gördüğümüz şuydu:
Petkovic gitmiş, ama kafası halen kulübe
DERS ALMAZSAN EĞER...
Sadece seçicilerin tercih yanlışları değil...
Arşivinde bu yönde bir portföy olmayan bir kulüp Samsunspor.
Hal buyken. Metod baştan yanlıştı zaten.
Türkiye'deki bilinen yabancı oyunculara yönelmek gerekirdi öncelikle. İşi daha çok şansa bırakmamak...
Valdemiro...
Bahia...
Akaki...
Domingez...
Pal Lazar...
Hatta Ekigho...
Kimseyi tatmin etmeyen oyuncular bunlar.
Hastalıklı bir kulüp yapısının sonucu olabilir ancak bu.
Daha kötüsü geçmişten hiç ders alınmadığını görmek.
Kör bile düştüğü çukura bir kez daha düşmezmiş.
Ama gördüğümüz, çukura yeniden düşme ihtimalimizin yüksek olduğu.
Niyesi ortada.
Bance'ın da ülkesinin milli takımının formasını giydiği Afrika Uluslar Kupası oynanıyor halen.
Samsunspor orada yok!
Bir temsilci bile gönderemeyecek kadar bitik mi bu kulüp?
Bu gibi turnuvaları takip etmez...
Elde bir portföy olmazsa eğer...
Karşılaşacakların, bugünkü yaşadıkların olacaktır.
Yani... Ya futbolcu simsarlarına mahkum olmak ya da CD'lere.