Kendi ceza sahası çizgisinin önüne kümelenerek güçlü bir savunma bloku kurarak başladı oyuna Adanalılar. En önde konumlanan Ergin Keleş’i ise dönen topları saklayan ve takımını rahatlatan bir istasyon olarak…
Sürpriz bir durum değil bu. Topu tamamen Samsunspor’a bırakıp, ‘Ne yaparsanız yapın’ demeleri de! Son 5 maçlarını ‘Skor olarak’ kaybeden bir takımlar zira. Defoları çok ve kırılganlar.
Ama aynı Adana, ikinci 45’e ön alan baskısı ile başladı. Rest çekti bir manada. Samsunspor’un gözünde büyüttüğü kadar bir takım olmadığını görmesinden bu.İşte bu yarına yönelik büyük psikolojik bir tehlike… ‘Topla oynama yüzdesi’ üzerinden oyuna dair eleştirilere cevap veren Ertuğrul Sağlam’a ince bir ayar aynı zamanda.
Evren’in gereksiz yaptığı penaltı olmasa Samsunspor’un oyuna girmesi bile mümkün görünmedi. Hocanın Nadir’i çıkarmak yerine çift santrafora dönmesi kaosa dönen oyun için bir fırsattı aslında. Ya da eldeki Yalçın gibi yüksek hakimiyeti olan bir oyuncunun varlığı. Ama nedense hocası onu ancak 90’da hatırladı. Aynı İlyas Kubilay’ı geç hatırladığı gibi.
Bir soru: Erkam kendi kalesine gol mü attı; yoksa Nurullah mı yedi? Benim cevabım ikincisi. Nurullah doğru pozisyon alamadığı için…
MAÇIN OLAYI:
Son dakikada Guido ile gelen gol diyebiliriz. O golle sadece takımını değil, tartışılacak oyuncu tercihleri ve oyun yapısı nedeniyle hocasını da bir nebze kurtardı Guido. Hem de rakibe gerçekten yazık olduğu bir günde.
FARK YARATAN İSİM:
Adanaspor’un genç yıldızı Celil. Oyunun kimi bölümünde 6, kimi bölümünde 8 numara oynayan genç yıldızı seyretmek büyük bir keyifti. Net bir transfer başarısı. Tebrik etmek lazım Adanalılar’ı.
KIRILMA ANI:
İşler takımı adına çok güzel giderken Evren’in hiç tehlike arz etmeyen bir noktada gereksiz yaptığı hamle sonrası hakemin penaltı düdüğü ile oyunun 1-1’e gelmesi.