Merak ediyor cevabı bu şehir ve camia... Cengiz Günaydın’ın şok iddiası öyle kulak arkası edilecek türden olmadığı için.
Ne demişti Günaydın geçen hafta bir hatırlayalım: “Son 10 yılda Samsunspor’a ödenen paralar ile İzlanda’nın dış borcu silinirdi. Samsunspor’a her sene 30 milyon veriyorlar. Öte yandan, Manisaspor çırpınıyor…”
Bu sözleri sarf eden Günaydın herhangi biri değil. Karagümrükspor Başkanı olmasının yanında, Türkiye 2. Ligi Kulüpler Birliği Başkanı aynı zamanda.
Tüm Türkiye’de hayli ses getiren bir röportajda ortaya attı bu iddiayı Günaydın.
Daha neler neler söyledi…
Ama Samsunspor’u öncelikle alakadar eden kısım bu.
Nerede ise bir hafta geçti bu sözlerin ardından…
İlginçtir, Samsunspor kanadından tek bir ses çıkmadı şu dakikaya kadar.
İddiayı doğrulayan…
Yada Günaydın’ın maksadını ve haddini aştığına dair herhangi bir tepki.
Hangi şekilde olursa olsun, vahim ve düşündürücü bir durum bu.
Lafı eğip bükmeye hiç gerek yok…
Doğru ise; bu kulüpte son yıllarda başkanlık yapanların hepsi zan altında kalmıştır demek… Kulübün son ekonomik durumu ortada çünkü…
Sukut ikrardan mı geliyor, diye düşünmeden edemiyor insan.
Yanlış ise; bu kulübün, haklarını koruması gereken güçlü ve ikna edici bir iradeden yoksun olduğunun bir kez daha görüldüğü için.
Şimdi değilse, ne zaman varlığını hissettirecek Samsunspor’un başkanı ve yönetenler… Ne zaman Samsunspor’u kamuoyunun karşısında zor duruma düşüren bir gelişme karşısında tavır geliştirebilecek…
Cevabı bulunmalıdır bu iddianın.
Camianın hakkı bu!
DEĞİL DAVUT AĞBİ
Sorun sadece Samaras’ta mı başkan? diye sormuş, gazetemizin spor müdürü Davut Aktaş. Kendi bakış açısı ile de sorunun cevabını da aramış yaptığı yorum ile…
Adanaspor maçını Samaras’ın kaçırdığı son dakika pozisyonu üzerinden anlatma kolaycılığı ve kurnazlığına kaçma yanlışına düşmemeli kimse bir kere.
İkna edici olmaz. İnandırıcı da!
Oyunun tamamını domine eden konuk ekibe yazık olurdu, o boş pozisyondaki top gol olmuş olsaydı eğer.
Var bunlar futbolda evet.
Ama bizim aramaya çalıştığımız şey başka. Onun için baktığımız yerde başka olmalı.
Ramazan’ın oyuna girdiği son bölüme kadar, varlığından söz edilebilir miydi Samsunspor’un? Hiç ev sahibi ekip olduğunu hissettirdi mi o ana kadar?
Ramazan sonrası ise sakın kimseyi yanıltmasın.
Bir planın parçası değildi oyun.
Tamamen doğaçlamaydı.
Taraftar da iteleyince, coşkuyu hatırladı oyuncular. Hepsi bu.
Çık(a)mayan iki bek… Silik orta saha ve gol bölgesine dahi yaklaşamayan hücum oyuncuları ile daha iyisi beklenemezdi ki!
İlk iki için yetersizlik olduğu bir gerçek.
Ama daha çoğu formsuzluklar ile ilgili bu can sıkıcı durum. Oyuncuların kendi standartlarının gerisinde oynamalarından… Yoksa ilk 6’ya çok uzak bir kadro yok elde.
Dahası da var. En önemlisi…
Yanlış kadro mühendisliği gibi…
Birbirinin muadili oyuncuların transferinin anlattığı bu!
Davut Aktaş’ın “soru-yorum”una bir katkıda bulunma arayışıydı kısaca bu yazı.