Kesif bir acının insanın ciğerlerini patlattığı bir dönemde oynanan maçın ne kadar önemi olabilir ki!
Skordan bağımsız bir hayatı da sabitlemek elzem bir tarafa. Hayat devam ediyor, futbol da ama...
Hem de sezona dair tam istediğimiz gibi.
Yok sayamıyorsun o vakit Samsunspor’u. Duygular grifit bir hal alsa da!
Artık şampiyonluk modunun izlerini görmek mümkündü Samsunsporlu oyuncularda.
Öncelerde olduğu gibi, stres ve baskının getirdiği pranga yoktu ayaklarda misal.
Daha güvenli, daha kendilerinden emin, daha özgür bir durum vardı.
İnegöllüler de ofansif tavırdan geri durmayınca bölüm bölüm zevkli ve bol pozisyonlu bir maç çıktı karşımıza.
Skoru daha da büyütebilirdi ev sahibi. Eğer hücumcular, Guido’ya biraz ayak uydurabilse... Ya da final paslarına ve vuruşlarına daha konsantre olunabilse.
Atabey başta tabii. Sezon başından bu yana Atabey’den beklenen daha fazlası, bu değil elbet.
Oyuna sonradan girip klas bir gole imza atan Bahattin’in bir kez daha hatırlattığını söyleyebiliriz rahatlıkla bunu!
Daha fazlası ve ihtiyaca cevap vereni çünkü.
Attığı gol sayısının ve atış şeklinin izahı bu!
Geçmişin esas çocuğu İlyas Kubilay’ın son haftalarda geri plana düşmesi sonrası yaşadığı duygusal çöküşün, direkt performansına yansıması, kendi ve takımı adına hayra alamet değil.
Bu seviye, bu kırılganlığı kabul etmez.
Bu psikolojik eşik, mutlaka atlanması gereken bir eşik.
Ertuğrul Hoca’nın da katkısı da önemli bu nazik süreçte.
Eğer Kubilay’ı önümüzdeki sezon bir üst lig planlamasında düşünüyor ve görmek istiyorsa tabii.