Rakibin meramı yokken verilen serbest vuruş kadar, atış sonrası sergilenenler, insanın sinir sistemini felç edecek düzeydeydi.
Gecikmiş bir hamle sonrası gereksiz bir faul yaptı Ahmet Cebe önce...
Sonrasında da hamle yapması gereken Göksu tırstı, sırtını döndü Muhammet’in attığı sert olmayan şuta...
Dahası Furkan’da... Kapadığı köşeden yedi golü. Hem de kurtarışı hiç zor olmayan vuruşta.
Öyle yada böyle 0-1’i yakalamışken bu acemilik ve saçmalıkların bedeli olur; oldu da bu silsile ile...
Rus ruletine döndü maç doğal olarak ikinci 45’de... Tüm riskleri alan Samsunspor, geniş alanda oynamaya başladı maçı.
Kalite yoktu. Yaratıcılık yoktu. Her iki taraf için de... Sahada gözlenen panik halinde koşuşturmaydı sadece.
Akışkan oyunda pozisyon bulma şansı nerede ise sıfırken, duran toplar gol beklentisinde önceliğe geçti bu nedenle.
Burada da şu sorun çıktı ortaya:
Duran topları sürekli kötü kullanmasına rağmen, Oğuz’un bu topları kullanmaya ısrarla devam etmesi.
Bu da anlaşılabilir bişey değildi. Sezon başından bu yana onca anlaşılmaz şeyin olduğu gibi...
Şikayet etmeye hakkı yok kimsenin aslında...
Kendinin edip, kendinin bulmasıdır bu!
Başka bişey değil...