Oyunu kendi yarı alanında gömülü oynayan rakiplere karşı problem çözmekte yetersiz kalıyor bu takım. Geçen senede böyleydi, şimdi de!
Niye mi olmuyor?
Çözümü salt İlyas Kubilay’ın dış şutları ile bulabilen tek bir plan üzerinden aradı da bu güne dek, onun için.
Ama asıl, yüksek ritim, çabuk ve hareketli oyun ile rakip defansın dikkatini ve dengesini bozmaktan geçiyor öncelikli yol, bunu görebilmek mümkün değil.
Eveleyip gevelenen ve sürekli yana oynanan oyun, beklentileri karşılamaktan uzak ve sorun çözücü olmuyor.
Ya da genişleyen oyunda, kenarlardan beslenmek... Onu da göremiyor kimse.
Bu konuda da dikkati çeken şey, ya kenara inememek ya da karanlığa atılan ortalar oluyor.
Halen Kubilay’sız bir plan üretmediyseniz eğer, bir maça İlyas Kubilay’sız başlayamazsınız.
Başlamazsanız, şimdi olduğu gibi hata yapmış olursunuz.
Son maçta attığı gol ile takımını ipten alan moralli ve güvenli Bahattin’i kenarda başlatarak yapılan hatada olduğu gibi...
İki oyuncuya ayrıca parantez açmak gerek; Erkam ve Gökhan’a...
Profesyonelliği ve görünmez katkısı ile her türlü saygıyı hak eden mütevazi Erkam ile...
Daha bu tür vasat takımlara karşı bile günü kurtaramayan büyük umut Gökhan...
Hayallerin değil de gerçeklerin peşinde koşulması gerektiğini anlatmıyor mu?