Sezonun en önemli ve kritik maçlarından birisini ligin 6’ncı haftasında sahamızda oynadık.
Tribünleri dolduran binlerce taraftar, dinmek bilmeyen tezahüratları ile takımlarına olan inançlarını ortaya koydu ve 12’nci adam görevini eksiksiz yerine getirdi.
Rakip de gerçekten çok kaliteli isimlerden kurulu, ilk 5 haftada hiç kayıp yaşamamış Manisa FK idi.
Kısacası işimiz hiç de kolay değildi.
Zaten öyle de oldu.
Özellikle 19 ve 27’nci dakikalarda kalemiz büyük tehlikeler atlattı.
Birinde kaptan Caner, diğerinde de direk gole izin vermedi.
Fakat 38 ve 45+2’nci dakikalarda savunmadakibasit hatalar nedeniyle kalemizde gördüğümüz gollerle soyunma odasına 2-0 geride gittik.
İlk yarıya baktığımızda sahada içleri boş 11 forma gördük.
Buna ruhsuzluk mu dersiniz başka bir şey mi orası size kalmış.
Hiçbir futbolcunun hangi ligde, hangi takımda oynarsa oynasın, binlerce taraftarın önünde bu kadar kötü ve isteksiz olmaya hakkı yok.
Gelin görün ki özellikle ilk yarıda Samsunsporlu futbolcular bu hakkı kendilerinde bulmuş sanırım.
Maçın 2’nci yarısında işlerin daha farklı olacağını düşünüyordum.
Ancak 72’nci dakikaya kadar bu beklentim karşılıksız çıktı.
Ta ki Atabey Çiçek sahne alana kadar.
72 ve 75’inci dakikalarda fileleri havalandıran tecrübeli futbolcu hem benim, hem de tribünleri dolduran 28 bin taraftarın umudunu yeşertti.
2-2’den sonra yeniden doğan Kırmızı-Beyazlılar, kalesinde tehlikeler yaşasa da bu kez kaleci Nurullah yaptığı kritik kurtarışlarla rakip forvetlere geçit vermedi.
Özellikle Atabey Çiçek ile birlikte 2’nci yarıda oyuna giren GuidoKocer’in etkili oyunu, Samsunspor’uayağa kaldıran en önemli etken oldu.
Kendi saha ve seyircimiz önünde şampiyonluk yolundaki rakibimizi mağlup edememek ne kadar üzücü ise 2-0 geriden gelip 2-2’yi yakalamak da bir o kadar sevindirici oldu.
Sonuçta kaybedeceğimizi düşündüğümüz maçtan 1 puan alabilmek iyi ama özellikle ilk yarıdaki oyunun sert bir şekilde sorgulanması gerektiği düşüncesindeyim.