Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel yaptığı bir ziyaretten sonra CHP Genel Merkez binasından çıkıyordu.
Cumhurbaşkanını görmek için parti binasının karşısındaki duvarda bekleyen köylü vatandaşlar, Gürsel'i görünce birden alkışlamaya başladılar.
Bu arada köylülerden biri, heyecanına yenilerek başladı yüksek sesle bağırmaya: "Yaşşşaaa aslanların aslanı, paşaların paşası, babaların babası, Büyük Reisicumhurumuz, Sayın Gürsel Paşamız, Generalimiz, Kumandanımız, babamız bin Yaşşşaaa... Bravoooooooo!"
Gürsel, gözlerini hafifçe kısarak sesin geldiği tarafa baktı. Sonra da yanındaki gazeteciye dönerek fısıldadı:
"Amma da palavra sıkıyor, değil mi?"
KİMİ HIRSIZ, KİMİ SOYSUZ..
Neyzen Tevfik (1879 -1953) tarihleri arasında yaşamıştır, aslında ney üstadıdır. Ama şiire de merak salmıştır. Dili de oldukça sivri ve keskin olduğundan, hicivleri nedeniyle devletin baskısından dolayı Mısır'a kaçmıştır.
Aşağıdaki dizeler ona aittir:
"Her kime sordumsa seni etmedi doğru tarif
Kimi hırsız, kimi soysuz, kimi deyyus dediler
İnanmadım sordum da Meclis-i Mebusana
Bizdeki kayıtlara göre gene mebus dediler."
MİLLETE EŞEK DİYEN…
Bir gün; Kamil Paşa, yapılan bir şikâyet üzerine, Şair Eşref’i vilayet makamına davet etmişti. Davete icabet eden Eşref, vilayete geldiği zaman, kendisine valinin encümende olduğunu ve biraz beklemesi icap ettiğini söylediler.
Valiyi bekleyen şair, bir ara konuşulanları dinlemeye çalıştı. O esnada; valinin, münakaşa edilen bir mesele hakkında "O kadar incelemeyin, millet eşektir, anlamaz" dediğini duydu. Bu sözlerden fena halde üzülen şair, cebinden çıkardığı bir kâğıda şu kıtayı yazdı ve oradaki odacıya, vali ye verilmek üzere bıraktı, sonra da çıkıp gitti...
“Ehli mezhepten biri millete eşek dese Reddolunmaz ama eşşoğlu can sıkar, Millete eşek diyen eşek herif bilmez mi ki, Sadrazamlar da, valilerde milletten çıkar.”
PARA KAZANMAK İÇİN…
New York'ta bir bankanın önünde duran son model Rolls Royce otomobilden inen adam, hızlı adımlarla bankaya girdi ve önüne çıkan ilk görevliye, bireysel kredi için başvuruda bulunmak istediğini söyledi.
Görevli onu, müşteri temsilcisine götürdü. Adam, çok acele bir is için Avrupa’ya gitmek zorunda olduğunu ve bu nedenle bir hafta vadeli beş bin dolar krediye gereksinim duyduğunu söyledi. Müşteri temsilcisi kısa bir araştırma yaptıktan sonra döndü. Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almanız için bir engeliniz yok dedi ve ekledi:
Fakat bir konuyu belirtmeliyiz. Bizim Bankamızla daha önce hiç çalışmamışsınız. Banka olarak sizi resmen tanımıyoruz. Bu nedenle, söz konusu krediyi verebilmemiz için karşılığında sizden bir teminat almak zorundayız.
Adam cebinden Rolls Royce’un anahtarını çıkardı, bankanın müşteri temsilcisine uzattı; çok acelem var, uçağa yetişeceğim dedi. Kapıdaki Rolls Royce’umu teminat olarak alabilirsiniz. Kredi işlemleri çok hızlı bir biçimde tamamlandı. Banka Rolls Royce otomobili bankanın garajına çektiler, adama da beş bin dolar krediyi verdiler.
Müşteri temsilcisi, kişisel merakını gidermek için bir hafta boyunca özel bir araştırma yaptı ve bankalarının bu yeni müşterisinin çok büyük bir işadamı ve çok büyük bir servet sahibi olduğunu öğrendi. Bir hafta sonra adam yeniden gelip, borcunun ana parası beş bin dolarla, bir haftalık faizi dokuz buçuk doları ödedikten sonra, müşteri temsilcisi bir türlü yenemediği merakının dürtüsüyle sordu:
Çok büyük bir iş adamı ve çok büyük bir servetin sahibi olduğunuzu öğrendim. Yalnızca kişisel merakımdan soruyorum. Lütfen söyler misiniz, sizin için çok küçük bir miktar olan beş bin dolarlık krediye neden gereksinim duydunuz? Adam hafifçe gülümsedi:
Siz de bana lütfen söyler misiniz? Böyle lüks bir otomobili, New York’ta hangi kapalı garaja, bir hafta boyunca Dokuz buçuk dolara bırakabilirsiniz? (Not: Para kazanmak sadece çalışma ve hırsla olmaz, zekâ da gerekir.)
GÜNÜN SÖZÜ
Bazıları büyük doğar, bazıları sonradan büyüklüğü elde eder, bazıları ise halkla ilişkiler uzmanı tutar. Daniel J. Boorstin