İstiklal Harbinin başladığı günlerde İnebolu’dan Ankara’ya giden ve adına “İstiklal Yolu” denilen yolda bir Fransız malzeme taşıyan insanları görünce “Kağnının kamyonu yenemez” dediği yazılır kitaplarda.
Aynı kitaplar, aradan birkaç yıl geçtiğinde ise kağnının kamyonu yendiğine tüm dünyanın tanık olduğunu dile getiriyordu.
Samsun’da da “Bakkal” galip geldi. Hem de milyonlarda dolar değerinde olan Fenerbahçe marketinin önünde.
Kağıt üzerinde her iki takıma bakıldığında Fenerbahçe’nin galibiyeti ağır basıyor gibiydi.
Samsunspor’un içinde bulunduğu durum ortadaydı. Teknik direktör değişikliği olmuş, yeni teknik direktör Mesut Bakkal, ilk kez takımının başında, hem de bugüne kadar yenemediği Fenerbahçe’ye karşı…
Daha oyunun başlarında Gekas’ın attığı gol ne hikmettir sayılmadı hakem Abitoğlu tarafından.
Ardından bir defans hatası ve Fenerbahçe’nin üstünlüğü.
Samsunspor’da bir panik, bir panik, sürekli defans hatası.
Oyun böyle giderken hakemden Samsunspor lehine bir penaltı kararı.
Gekas sahnede…
Soyunma odasına eşitlikle gidiliyor.
İkinci yarıda sahada hırslı bir Samsunspor var.
Savunmada hatalar en aza inmiş, orta alanda basan kontrataklarla rakibi Fenerbahçe’yi bunaltan bir Samsunspor.
Gekas ile öne geçiyor Samsunspor. Yine Gekas ile farka gidiyor Karadeniz ekibi.
Karşılaşma Samsunspor’un 3 – 1 üstünlüğüyle sona eriyor.
Şimdi bu sonuç ortadayken takım eleştirilmez denilebilir.
Ancak biz görevimizi yapalım.
Takıma yeni girmeye çalışan Uğur Boral, nasıl olur da Fenerbahçe karşılaşmasına kaptan olarak çıkarılır?
Ve bir soru daha:
Bir teknik direktör değişikliği nasıl olur da bir takıma bu kadar güç ve hırs getirir?
Ya Gekas?
Samsunspor ne edip yapmalı ve bu futbolcuyu elinden kaçırmamalı, çünkü bu gidişle çok alıcısı çıkacak…