Samsun’da Mecidiye Caddesi’nden çıkınca karşınıza bir garabet çıkıyor. Aynı garabet hemen çevresinde Saathane’ye giderken de çıkıyor karşınıza. Aslına bakarsanız Samsun’un her bölgesinde var bu aymazlık, çünkü kaldırımlar ve sokaklar adeta işgal edilmiş durumda.
Samsun sokaklarında ve caddelerinde dolaşırken her zaman Necip Fazıl’ın “kaldırımlar” adlı şiiri gelir aklıma. Necip Fazıl kaldırımlar şiirinde neler yazmış hatırlayalım:
“Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum,
Yolumun karanlığa karışan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum…
Kara gözler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Bu gece yarısında iki kişi uyanık:
Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar…”
Peki, bu uzayan kaldırımlar Samsun’da kimin? Kaldırımlarda yürüyen vatandaşın mı yoksa ürünün satabilmek veya sergileyebilmek için gereğinden fazla yer kaplayan işletme sahiplerinin mi?
Buna bir de Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet üretmek için yaptığı kazılar eklenince vatandaş yürüyecek yer bulmakta zorlanıyor. Yine Mecidiye çıkışı… Buradaki yer altı camii yıkıldı, yerine otopark yapılıyor. Bu bir hizmet midir, değildir. Peki nedir, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in egosudur. Kendisinden önce yapılan bütün hizmetleri yıkıp yerlerine yeniden bir şeyler yapmak. Neden yıkıyor peki?
Kendisinden önce Belediye Başkanlığı yapan kişilerin hizmetlerini yıkarak isimlerini bu ilden silebileceğini zannediyor. Oysa yıkılan bu yerler ve kazılan sokaklar, halka çektirilen çileler yarın seçimlerde, eğer girerse, AK Parti’nin karşısına çıkacaktır. Bugünlerde halka çile çektirenler çekip gidecekler ve kendilerini aday olarak vatandaşa dayatanlar da gideceklerin arasında yer alacaklar. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı, hatta kemik bile kesiliyor. Kesilirken canlar ne kadar yanıyorsa bugün hazırlayanların canları da yarın seçimlerde yanacaklar. Bugünkü hatalı projeleri üretip halka dayatanlar da hesap verecekler yargı önünde. Yargılanacak olanlar da sadece Büyükşehir Belediye Başkanı veya alt kademe belediye başkanları olmayacak Meclis Üyeleri de bundan nasiplerini alacaklardır. Soruyu yineleyelim: Gerçekten kaldırımlar kimin? Vatandaşın mı yoksa üzerine malını satmak veya tanıtmak için sergileyen işletme sahiplerinin mi?
