CHP Meclis Üyesi Atilla Tekcan, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin(SBB) yeni hizmet binası projesinden vazgeçtiğini ve aylık 200 bin lira kira ile üç binaya yerleşeceğini açıkladı. Demek ki Belediyenin yeterli parası var, ya da yok vatandaştan topladıklarını har vurup harman savuruyorlar. SBB, binasının yıkılıp yerine üç blok şeklinde 3 katlı işyerlerinin olması planlanan imar planı, belediye meclisinden geçmişti. O plana itiraz ettiklerini açıklayan CHP Meclis Üyesi Atilla Tekcan, "Belediyenin 3 milyar lira borcu bulunuyor. Bu nedenle yeni hizmet binası projesinden vazgeçildi “dedi.
Ne olacak şimdi? Mustafa Demir Samsunluların gözünde “yenik başkan” olarak mı anılacak bundan sonra. Hatta bundan sonra Mustafa Demir’in Meclis’e sunacağı bütün öneriler “Acaba yasa durduracak mı diye düşünülmesine yol açacak mı?
Bir Belediye’nin iş yapabilmesi için önce kararlı olması gerekiyor. Samsun’daki Büyükşehir Belediye Başkanları, öncekiler hep yaptıklarıyla anılıyorlar. Mustafa Demir ne olarak anılacak peki? Yaptıklarıyla değil de yıktıklarıyla anılacak. Hem Meclisinde bulunan ve kendisinin her dediğine onay verenler hem de yardımcıları bile iyi olarak anılmayacaklar. Belki sokakta gezerken yüzlerine bile bakılmayacak. Zor iş yapıyorlar Meclis Üyeleri de Parti yöneticilerinin isteklerini uyguluyorlar, kısaca düşüncelerini parti yöneticilerine kiraya vermişler.
PARTİLER DEMOKRATİK Mİ?
Önce “Demokrasi nedir” sorusu ve cevabıyla başlayalım… Demokrasi halkın kendi kendini yönetebilmesi için belli bir iradeye sahip olma şeklidir. Bir ülkede demokrasi olması için eşitlik ve özgürlük söz konusu olmalıdır. Sosyal ve kültürel alanda insanlık tarihinde hiçbir kısıtlama olmaması demokrasi demektir. Demokrasi olan ülkede her açıdan rahatlık olur. Demokrasi toplumlar arasında olan kargaşa durumlarını engellemek için gerekli olan yasaları başkalarının özgürlüklerini bozmadan yapacak konumda olma gerekliliğidir. Bu açıklamaları göz önünde bulundurarak sorayım, Türkiye’de demokrasi var mıdır?
Sizi uğraştırmamak için sorunun cevabını ben vereyim. Yoktur.
İlk önce seçme ve seçilme önceliğinden başlayalım. Örneğin; Milletvekili ve belediye başkanlığı seçimlerinde tepe yönetiminin iradesi kullanılır. Adayları parti başkanları ve yöneticileri belirler. Kısaca halk kendisine dayatılanları seçmek zorunda kalır. Sonrasında ne olur?
Yakın zamanda olduğu gibi görevden alınırsınız. Siyasette vekil olanlar yani Genel Başkanlar tarafından seçilenler sonra da halka onaylatılanlar Meclis’te kalabilmek için neler yapıyorlar yaşıyor ve görüyoruz.
Genel Başkanların belirlediği kişiler halkın oyuna sunulur ve seçilirse Meclis’e giderler orada da Genel Başkanların istediklerini yaparlar.
Oysa kendisi akşam evine iki ekmek yerine bir ekmek getirebileceğini aklına bile getirmez.
Bugün milletvekilini meclisteki görevinden alan faşist zihniyet, yarın milletvekilinin vekillikten istifasını da isterse şaşırmamak gerekir. Çünkü Türkiye artık bana göre demokrasiyle yönetilmemekte otoriter bir rejim hâkim olmaktadır.
GÜNÜN SÖZÜ
Moda denilen şey o kadar çirkindir ki, onu her altı ayda bir değiştirirler. (Oscar Wilde)