Araca binmişler ve yola koyulmuşlar. Sağ taraflarından bir dere gürül gürül akıyor.
Kaymakam Bey bir de ne görsün; vatandaşın birisi tarihi esere karşı sanki savaş açmış.
Derenin karşısında oturan Hasan dayı elinde bir keski ve çekiç derenin içinde eşeği yanında kemer köprünün altında duvarları kırıyor.
Kaymakam hemen Hasan dayının yanına iniyor, şoförü de Hasan dayıya kaymakamı tanıştırıyor…
Anlatmam sürüyordu ki; dinleyiciler arasında bulunan Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin Burma’nın yanına gelen bir görevli “Bazı gazeteci arkadaşlar röportaj yapacaklar” diyor.
Metin Burma “Şimdi geliyorum” diyor ve ekliyor:
“Şu eşeğin dediğine bir bakalım hele…”
Hoppala…
Sayın Başkan’ın dili sürçtü herhalde, yoksa bana eşek diyecek hali yok ya..
Arkadaşlar gülmekten kırılmak üzere.
Hiç bozuntuya vermeden anlatmayı sürdürüyorum.
Kaymakam konuşuyor:
“Neden tarihi esere zarar veriyorsun?”
Hasan dayı cevap veriyor:
“Haşa kaymakam bey tarihi esere zarar vermeyrum. Ben derenin karşısında oturayrum. Tarla ise derenin karşısında, eşekle köprü zarar görmesin diye dereden geçeyrum. O sırada eşecuğun kulaklari köprüye alayiii. Yara oldi sebinunu kulaklari. Onun için kırayrum oralari ki eşecuğun kulaklari almasun oraya…”
Kaymakam konuşuyor:
“Köprüyü kıracağına derenin içini oysana”
Hasan dayı konuşuyor:
“Hay seni kaymakam edenun.. Ben deyirum sağa kukaklari, sen deyisun bağa ayaklari…”
Bu kes de Başkan Burma başlıyor gülmeye…
Samsun’a kar yağdı ya.. Geçenlerde Sayın Burma Çakırlar Korusu’nda yapılanları görmek için denetime gittiğinde bir manzarayla karşılaşmış. Kar yağıyor, koruya değişik bir hava veriyor.
Kar yağarken ne de güzel mangal yapılır burada.
Ve gazeteci arkadaşlara hem bu kar güzelliğini hem de Çakırlar korusunda yapılanları gezdirmek istiyor…
İşte o nedenle gittiğimiz Çakırlar korusunda yapılan ızgaradan kısmetimize düşeni yedikten sonra Yapılan “köprü yolları” da gezdik…
ÇAKIRLAR KORUSU…
Samsun’un batısında Atakum Belediyesi sınırları içinde bir sulak arazi var.
Burası daha önce aslında yazın sulak mulak da değildi ya…
Koru olmasına koruydu.
Bir bölümüne gidilebilen diğer yerleri ise gidilemeyen bir koru.
Yazın ortasındaki futbol sahasında top oynanan bu yeri gittik gördük ki sulak bir alan olmuş.
Hem de Samsun’un hemen kenarında “Mükemmel bir sulak alan” haline gelmiş.
Samsun – Sinop karayolunda bazı bölgelerde menfezlerin yapılmadığından mıdır nedir bilinmez burada iyice su birikmiş.
Sayın Burma da burayı Orman İşletmesinden kiralamış ve içine bir kilometreyi bulan tahta köprü yollar yaptırmış. Bu yolların bazı bölgelerinde de oturulup kahvaltı yapılabilecek mekanlar oluşturmuş.
Yapılanları anlatırken “Bu birinci aşama” dedi.
Peki, ikinci aşama?
Korunun üst taraflarına da gidilebilecek bir teleferik…
Dayanamadım sordum:
Sulak alan olur da içinde manda olmaz mı?
Yaz olur da bu güzel mekanda manda yoğurdu olmaz mı?
İLKADIM VE DEMİRTAŞ
MHP’li Necattin Demirtaş Samsun’un İlkadım Belediye Başkanıdır. Belediye binasının girişinde kapalı devre bir yayında Sayın Demirtaş ve İlkadım İlçesindeki icraatları yer almaktadır.
Yayın sırasında Sayın Demirtaş çokça ekrana getirilmektedir.
Buraya kadar her şey normal.
Elbette yaptıklarını ve yapacaklarını anlatacak belediye başkanı.
Ancak dikkat çeken konu yayının hiç değiştirilmemesi.
Haliyle de Belediye Başkanı’nın, riyaset binasına gelenlerin gözünde “Hep aynı elbiseyi giyip aynı kravatı takan başkan” olarak yaşatılmasıdır.
Yaş gününde Sayın Demirtaş’a bir kravat hediye etsem mi acaba diye düşünmüyor da değilim…
GÜNÜN FIKRASI
Temel bir gün kaldırıma çıkmış, adamın birisine “karşı kaldırım nere” diye sormuş.
Adam:
- “Karşı tarafta” demiş...
Temel:
- Karşudan da buraya gönderdiler yahu, bir şey anlamadum bu isten...
GÜNÜN SÖZÜ
Geri ülkeler, kültür konularını köylere kadar sokmazlarsa, uygarlık yarışında kazanamazlar. Mahatma Gandi
DUVAR YAZISI
Balıkadam olamadım diye üzülme.. Balık, adam olamadı diye üzüldü mü?