Bu soruyu Samsun halkının tamamına mı sorsamyoksa Samsun’a tersane sözü veren siyasetçilere mi bir türlü kararveremedim.
Samsun’da 17 bin işçinin çalışacağıtersane yapılacağı açıklaması geldiğinde özellikle bulvarın üstkesimindeki vatandaşların büyük bölümü oylarını bile kendilerine bu sözüverenle kullanmıştı sandıkta.
Aradan kaç yıl geçti?
Beş mi, on mu?
Dokuz mu, yedi mi?
Kaç yıl geçtiyse geçti.
Birileri o bölgedeki çam ormanını meşelikdurumuna getiriverdi.
Sonra da o meşelikten çıkarılan çam ağaçlarıBaruthane başta olmak üzere yolların kenarlarınadikildi.
Sonrasında o çam ağaçları çürüdü, keresteleriise dolgu maddesi olarak kullanıldı.
Çam ormanını meşelik yapanlar da hesap vermedi,çam kütüklerini dolgu maddesi yapanlar da.
Samsun halkını 17 bin işçi alınacağı konusundakandıranlar da hesap vermedi.
Çünkü bunun hesabısorulmadı.
Halkı oy alabilmek adına kandıranların,aldatanların, verdikleri bu sözü yerine getirmeyenlerin cezalandırıldığınıhatırlıyorum da bu uygulama neden Samsun’dayok?
Acaba “Beni aldatıp oyumu aldılar”diye yargıya giden mi yok?
Her neyse, önemli olan Samsun’untersanesinin ne olduğu, bu tersanenin hangi tarihte işletmeyeaçılabileceği ve içinde 17 bin işçinin çalışıpçalışmayacağı…
YAVAŞ… YAVAŞ…YAVAŞ…
Temel yeni aldığı otomobili ile koyulmuşmemleketin yoluna. Otoyolda 180 km hızla ilerlerkenbir tabelaya rastlamış tabelada "Yavaşla 80 km "yazıyordu.
Temel kurallara bağlı biri olduğu için yavaşlaristemese de. Aradan 30 dakika geçtikten sonra bir tabela dahagördü:
"Yavaşla 50 km"
Temel herhalde yolda çalışma var diye düşündü vekaza yapmaktan da kaçındığı için hızını 50 km düşürdü. 45 dakika sonrayine bir tabela gördü:
"Yavaşla 20 km"
Temel artık kıllanmaya başladı. Ama hızınıdüşürmekte de kusur bulmadı. Yine tabela
"Yavaşla 5 km"
Temel korkmaya başlamıştı ki 10 dakika sonra birtabela daha:
"Yavaşla’ya Hoşgeldiniz"
Bu fıkra dün Samsun’dan Sinop yönünegiderken aklıma geldi.
Durup dururken değilelbette.
Üniversite kavşağını geçtikten sonra yolda“YAVAŞ” yazılarını görmeye başladım.
Neredeyse yüz merde aralıklarla yazılıyordu buyazılar.
Süratli araç kullanmayı sevmediğimdenyavaşlayacak durumum da yoktu.
Merak ettim. Madem sürücülere sürekli bu uyarıyıyapacaktınız neden bölgeye duble yol yapmak için o kadar paraharcadınız?
Ya da neden yan yollarıyapmadınız?
Devlet karayolunu neden Atakum ilçesinin 25kilometrelik bölümünden geçirdiniz?
GARİP İŞLER…
"Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır, hiç dezararlı bir topluluk değildir, asıl kafası koparılacak mahlukatAnkara'dadır."
Bu sözler son günlerde gündeme oturan İskilipliAtıf’a ait.
Türkiye hangi yola girdi nereye gidiyor birtürlü çözemiyorum.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı İskilip DevletHastanesi’ne ne adı verilmiş biliyor musunuz?
Söyleyelim:
“İskilip Atıf Hoca DevletHastanesi”
GÜNÜN FIKRASI
Temel karısını o kadar çok seviyor ki, her akşamyatarken onun için şöyle dua edıyor; "Allah'ım… Onun başı ağarmasın,benimki ağırsın… Onun bir yeri kırılmasın, benimki kırılsın… Oüzülmesin, ben üzüleyim…" Son olarak da şöyle diyordu;"Allah'ım… Onu dul bırakma, beni dul bırak…"
GÜNÜN SÖZÜ
Önce elimize, sonra dilimize düşen gerçek öylekılık değiştiriyor ki, kısa bir süre sonra tanımak imkansız oluyor.Pitigrilli
DUVAR YAZISI
Aşık olup ızdırap çekeceğime, nezle olup burunçekerim.