Çünkü hepiniz Hırant, hepiniz Ermenis’iniz.
Bunu ben söylemiyorum, siz kendiniz bağıra çağıra söylüyorsunuz.
Hırant Dink’in öldürülmesiyle ilgili yargı kararını verdi. Verdi de tartışılıp duruyor bu karar. Hatta öyle bir tartışma ki sormayın gitsin.
Karara tepki için bir yürüyüş yapıldı.
Kendilerine bu ülkenin aydınları diyenler oradaydı, yaşadıkları Türkiye Cumhuriyeti topraklarını “Kürdistan” olarak nitelendirilenler oradaydı.
Bazı televizyonlarda katılımcıların on binler olduğu, bazılarında ise rakamın kırk bin dolayında bulunduğu yer aldı.
Oradakiler “Hepimiz Ermeniyiz” diye bağırırken, polis de güvenliklerini sağladı. Öyle ya, ya kışkırtma yapılır da kalabalığa saldırılırsa ne olurdu ülkemizin dış dünyadaki durumu…
Sanki öyle iyi bir durumumuz kalmış gibi…
Bu ülkede her türlü bağırabilirsiniz, “Ermeniyiz” diye bağırırsanız kafatasçı olmazsınız.
Ancak bu ülkede “Hepimiz Türk’üz” diye bağıramazsınız.
Toplumu ayrıştırıyorsunuz derler ve tutup atarlar sizi içeriye.
Lozan’a imza koymayan ve Sevr’i uygulamak isteyenlerin uşağı olur, bir de “Türkler bir milyon Ermeni’yi katletti” diye Avrupa’da konuşur demeçler verirsen, seni Nobel ödülüyle mükâfatlandırırlar.
Bundan sonra akıl edip “Türkler iki milyon Ermeni’yi katletti” diyecek olursa da iki Nobel Ödülü bile verebilirler.
O yürüyüşe katılanlar ne yaptıklarının farkına varmak için şu sorunun cevabını vermelidirler:
İstanbul’da şehitler için neden on binler sokağa çıkıp protesto yürüyüşü yapmadı?
Aslında bu sorunun cevabını ben biliyorum; Çünkü hepiniz …siniz!!!!
FUTBOL ŞEHİTLERİ ANILDI
1989 yılının 20 Ocak günü…
Yer yer sulu karın yağdığı ıslak bir hava.
Hava ıslak, yer ıslak…
Gelen acı bir haber sonrası Samsun’da tüm gözler ıslak…
20 Ocak 1989.
Türk futbol tarihine Samsunspor kazasıyla düşen kara haber.
O kara günü hiç unutmuyorum, yaşadığım süre içinde de unutmam ve unutabilmem mümkün değil…
Kazadan sonra, Rahmetli Turgut Özal’ın emirleri doğrultusunda Samsunspor’a yüklüce bir maddi yardımda bulunulmuştu.
O yardımla kazadan sonra Samsunspor yeniden yapılanmıştı.
Transferler yapılmış Samsunspor bir sezon sonra yeniden Türkiye Birinci Lig’inde oynama hakkını elde etmişti.
Aradan yıllar geçti.
Samsunspor bugün, kazanın bile yapamadığını başaran iş bilir (!) yöneticilerinin sayesinde geçen yıl çıktığı Süper Lig’de yolcu…
Dün mezarı başında tören yapılan Nuri Asan’ın ve diğer futbol şehitlerinin kemiklerinin sızladığını, oradaki törene katılanlar hissedebildiler mi acaba?
Ruhları şad olsun.
SİZİ GİDİ ‘HEPBANA’CILAR…
Hükümet’in neredeyse her üyesinden yapılan “işçi emeklilerinin maaşlarının düzenlenmesi” konusu sevinç yaratmıştı. Emekliler maaşlarına zan bekliyordu ve bu zammın bu aydan itibaren uygulanacağını sanıyordu.
Ancak olmadı…
Emeklilerin maaşlarının düzenlenerek zamlanacağını belirtenler “Rabbenacı” olmadıklarını gösterdiler.
Neymiş efendim bütçe meselesiymiş ve zamlar önümüzdeki yıldan itibaren uygulanacakmış…
İşçi emeklisinin maaş iyileştirmesi bir yıl ötelenirken emekli milletvekillerinin maaşlarına yüzde 45 oranında zam geliverdi ve de uygulanmaya başlandı.
Emekli milletvekilleri için bütçe meselesi denilmedi.
Böylece de birilerinin “Hepbanacı” oldukları tescilleniverdi.
GÜNÜN FIKRASI
Tayfa kaptanına bağırır; "Ufukta düşman gemisi göründü.
Kaptan, 2. kaptana emreder; "Çabuk benim kırmızı gömleğimi getirin."
Kaptan gömleği giyer savaşı kazanırlar.
Ertesi gün tayfa yine bağırır;
"Ufukta 3 düşman gemisi vaaaar!
" Kaptan yine kırmızı gömleğini ister. Gömlek gelir, kaptan giyer savaşı yine kazanırlar.
Akşam 2. kaptan, kaptana; "Neden savaşta kırmızı gömleğinizi giyiyorsunuz?"der.
Kaptan şöyle yanıt verir;
"Eğer savaşta yara alırsam kanadığı belli olmasın, sizler disiplininizi bozmayın” diye.
Ertesi gün tayfa bağırır;
"Ufukta 7 düşman gemisi var."
Kaptan bu kez şöyle emreder;
"Çabuk kahverengi pantolonumu getirin."
GÜNÜN SÖZÜ
Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır. Andre Malraux
DUVAR YAZISI
Başına gelenlerin daha korkuncu da olabilirdi. Mesela benim başıma gelebilirdi.