Samsun'un değişik mahallelerinde IŞİD bağlantılı olduklarını belirterek yabancı uyruklu şahıslardan haraç aldıkları iddia edilen Iraklı 9 kişiden 4’ü 17-26 yıl arası hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz yargılanıp 26 yıl 3 ay hapis cezası alan K.H.M.A. hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekiplerinin özverili çalışmalarına herkes saygı duyulmalı. Hakim ve savcılar da hassasiyet göstermelidir. Yabancılara gösterilen bu hoş görü sonucu her geçen gün her yerde yabancı uyrukluların karıştığı asayiş olayları artarak devam ediyor. Hoş görü, bir yerden sonra ihmaldir ki buradaki hoş görü değil; ihmaldir. Küçük ihmaller büyük felaketlere neden olur.
Zeytin Mahallesi’nde bir odunlukta bulunan ve endişeye neden olan el yapımı bombanın kime ait olduğunu kısa sürede tespit eden TEM ekiplerini ve tabii ki Emniyet Müdür’ünü de kutluyorum. Ayaklarına taş değmesin, Şanı Yüce Allah yar ve yardımcıları olsun.
Sosyal medya paylaşımı nedeniyle insanların gece yarısı gözaltına alınarak tutuklu yargılandığı Türkiye’de 26 yıl hapis cezası alanların tutuksuz yargılanmaları inanılır gibi değil ama Samsunda oldu. Kuvvetli suç şüphesi ve kaçma ihtimali tutuklanmayı gerektirirken, yokluğunda ceza alan sanık gibi diğer sanıklar da duruşmaya katılmayabilir ve izlerini kaybettirebilirdi.
Sadece polis asayişi sağlayamaz. Yapanın yaptığı yanına kar kalınca, yapmaktan kaçınmaz, istediği sonucu alana kadar dener. Suç işlemeyi azaltmak veya ortadan kaldırmak için bir taraftan eğitmek diğer taraftan da caydırıcı yaptırımlar uygulamak gerekir.
Polisin gözaltına aldığı suçluyu mahkeme salarsa suçla mücadele edilemez. Yargı suçun engellenmesinde rol oynaması gerekirken yayılmasında rol oynar. Yabancıların işleri suçların önemli bir kısmının kaydı bile tutulmuyor, sabıka kaydı oluşturulmuyor. Bu durum bir taraftan toplumun huzurunu tehdit ederken, diğer taraftan polisin işini zorlaştırıyor.
Suçlular veya suç işleme potansiyelli insanlar aramızda gezerken bizlerin güven içinde hayatımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Sokak röportajında ‘Suriyelileri Türkiye’ye veya evimize almalı mıyız?’ sorusuna ağız birliği yapmışçasına ‘Kesinlikle almalıyız’ diyen hanım ve beylere yanlarındaki 18 yaşındaki Suriyeli gencin, evsiz olduğu ve misafir etmeleri istenince ‘Kesinlikle almalıyız’ diyenlerin tamamı talebi reddetti; kimi karısını, kimi kocasını, kimi kızını bahane etti. Evine misafir kabul etmeyenler bilmelidir ki ülkeye kabul ettikleri de bir gün onların evine girecektir. Türkiye’ye göçmen kabul ederken yatak odanıza, mutfağınıza, salonunuza, çocuklarınızın arasına kabul ettiğinizi unutmayın.