Atatürk : Türk gencinin, Türk vatandaşının din bilgisinden mahrum bırakılarak, kandırılmak, aldatılmak üzere din sömürücüsü kişilerin ellerine terk edilmesi; onu mezhep çatışması kışkırtıcılarının eline oyuncak edilmesi, Mezhep kavgası tahrikçilerini keşfedememesi, anlayamaması ve onların tahrikleri ile harekete geçecek kadar cehalet içinde bırakılmaması için Laikliği getirdik.
Atatürk, 'Arkadaşlar, dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası mekteptir. Her konuda olduğu gibi dinimiz de uzmanlar (din alimleri) tarafından öğretilecektir’ diyor. .. Laiklik dinin öğretilmesini emrederken, istismarını yasaklar.
Şanı Yüce Allah’ın emir ve yasakları herkes tarafından öğrenilsin, emirler yerine getirilirken, yasaklardan kaçınılsın diye Kuran’ı tercüme ettirdi. (Elmalı). Atatürk ne Kuran yazdı ne de yazdırdı, Türkçe Kuran yazdırmadı.
‘SARHOŞ VE UYKULUYKEN NAMAZ KILMAYINIZ!’
Allah (cc) mealen‘sadece sarhoşken değil; çok uykuluyken de namaz kılmayınız’ buyuruyor. Ne zamana kadar kılmayınız? Ne dediğinizi bilinceye kadar, bilinciniz açılıncaya kadar kılmayınız’ diyor.
Sözde ‘Mürşidi Kamiller’ ne dediğimizi bilmeden Arapça ibadet, dua etmemizi istiyor ‘Elfaz’a dikkat çekiyor. Elfaz tek başına ifade edilmez, önce anlam, Elfaz sonra gelir. Allah (cc)'ın mesajını anlamadan nasıl yerine getireceğiz? Şanı Yüce Allah aracıları ileri sürerek yaptığınız hatalardan kurtulamazsınız, yaptığınızdan siz sorumlusunuz diyor.
Tekrar ediyorum; iyi Müslüman iyi Atatürkçü olur, eğer olamıyorsa ya İslamiyet’i ya Atatürk’ü ya da ikisini de bilmiyor demektir.
Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan 10 Kasımda ‘Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanımız uğruna fedakarca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum.’derken,
MHP Gen Bşk Bahçeli ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, hürmetle, minnetle yad ediyorum. Onun bizlere bıraktığı kutlu eser ve emanetler sonsuza kadar yaşayıp yaşatılacaktır. Ruhu şad olsun.’ diyor.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan'ın babası; başta ilkokul olmak üzere okuduğu okulları dışarıdan bitiren sözde ilahiyatçı Ali Rıza Demircan ‘Sonradan Atatürk soyadını alan Mustafa Kemal, İslami kuralları reddeden ateist-deist bir kişidir. Dua ile anmam. Kâfirlere dua sapıklıktır..‘ diyor.
SADECE ALÇAKLAR DEĞİL; SÖZDE ATATÜRKÇÜLER DE SUÇLUDUR!
Atatürk’e hakaret hepimize hakarettir, ancak öncelikle ve özellikle Erdoğan ve Bahçeli’nin 10 Kasım açıklamalarının ardından Ak Parti eski belediye başkanı, yeni bakan yardımcısı (bakan kadar maaş alıyor) Demircan’ın babası Atatür’ke ‘ateist’ diyerek hakaret ederken, Atatürk’ü rahmetle andıkları için Erdoğan ve Bahçeli’ye açık, seçik şekilde hakaret ederek ‘sapık’ dedi..
Erdoğan’dan beklemesek de Bahçeli’den bu sapığa gereken dersi vermesini bekledik. İkisinden de adının önünde arkasında ‘Atatürk veya Atatürkçü’ bulunan sözde Atatürkçü kuruluşlardan da sözde Atatürkçülerden de ya yeterli ya da hiç tepki gelmedi.
Sıfatı ‘Cumhuriyet’ olan savcılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna hakaretten dolayı şikayet olmasa da resen harekete geçerek bu alçakların yargılanmasını sağlamakla görevlidir. Ancak cezanın artırılması, hakarete uğrayanların ki Atatürk’e yapılan hakaret hepimize yapılmıştır, hepimizin tepkisine bağlıdır.
Atatürk’ü yeterince anlamayan, anlatmayan veya anlatamayan sözde Atatürkçü kuruluşlar sorumluluklarını yerine getirmediklerinden ve bu alçaklar ya yetersiz ya da cezasız kaldıkları için alçaklıklarını her fırsatta hakaretlerini yineleyebiliyorlar. Suçun hepsi bu hainlerde değil; üstlendikleri sorumluluk ve misyonun gereğini yapmayanlar da aynı derecede suçludur. Atatürk düşmanları kadar Atatürkçüler sesini yükseltirse koruma yasalarına veya savcılara gerek kalmaksızın bu hain saldırılar son bulur. Atatürk sevdalılarıyla meydanları dolduramıyorsanız kapatın dükkanı gidin, yapabilen gelsin!