Düşük yoğunluklu savaşın sürdüğü Ukrayna’nın komşularından sonra en yakın mesafedeki ülke Türkiye; 2014’te Rusya tarafından işgal edilen Kırım, kuş uçuşu Sinop’a 317 km (Samsun-Trabzon), Samsun’a ise 436 km (Samsun-Ankara) mesafesinde. Ukrayna’daki deniz mayınları rüzgar ve akıntının yönüne göre kıyılarımıza kısa sürede ulaşabilir. Karadeniz’de facialar yaşanabilir.
Fakat benim sözünü ettiğim mayınlı alan deniz mayınları değil, ABD, önce Polonya’yı savaşa sokabilmek için, ‘Elinizdeki uçakları Ukrayna’ya verin biz size daha iyilerini; F35 verelim’ dedi. Polonya zokayı yutmadı, ‘Tamam uçakları Almanya’daki NATO üssüne getirelim, siz Ukrayna’ya gönderin’ dedi. ABD kabul etmedi, Polonya’ya reva gördüğü savaştan kaçındı ‘Bu Rusya ile savaş sebebidir’ dedi.
Şimdi de Suriye’de olduğu gibi Türkiye’yi savaşa sokmak için, ‘S400’leri Ukrayna’ya verin, F35 uçaklarını biz size verelim’ şeklindeki ahlaksız teklifi ABD’de tartışmaya açtı. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Arap Baharı olarak isimlendirdiği ve bölge ülkelerinin harita ve yönetimlerini değiştirdiği savaşları da bugünkü Ukrayna Savaşı’nı da Amerikan gözlüğüyle görüyor, Amerikan ağzıyla söylüyoruz. Görmek için parmağa değil; parmağın gösterdiği yere bakmak gerekir.
Dizileri gerçek gerçekleri dizi gibi izlemeye alışan halk ABD’nin güdümündeki propaganda ve yalan haberleri gerçek sanıyor. Ukrayna halkının kanı, canı pahasına Rusya’nın ekonomisinin bozulması için savaşı uzatmaya çallışan ABD en az Rusya kadar Ukrayna’nın işgalinden sorumludur.
Sadece coğrafi değil; stratejik, siyasi, sosyolojik ve ekonomik ilişkiler açısından da hem Ukrayna hem de Rusya Türkiye’ye komşularından da yakın. Bu nedenle Rusya’ya yaptırım uygulayanlar, Türkiye’den de aynı yaptırımlara katılmasını gönülden isteseler de beklemiyorlar. Yaptırımlara katılmadığı için Türkiye’ye yaptırım yapmayı da düşünmüyorlar.
Dalgalar ne kadar yüksek olursa olsun yan yatmayan gemiyi batıramaz, sular üstünden geçer gemi tekrar su yüzüne çıkar yoluna devam eder. Türkiye de Rusya-Ukrayna savaşında dik durur, bir tarafa yatmazsa krizi fırsata çevirebilir. ABD’den daha ABD’ci Rusya’dan daha Rusya’ cı olursa gemi yan yatar batar.
Montrö Boğazlar sözleşmesini tartışmaya açmanın ne kadar ölümcül bir tehlike yaratacağı Ukrayna savaşıyla çok kısa sürede herkes tarafından açık seçik görüldü. Montrö’nün aşındırılmaması Türkiye’ye saygınlık kazandırdı. Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yararı olmaz. Rota belli; yurtta sulh, cihanda sulh, ulusal çıkarlar, uluslar arası hukuk.
ABD’nin Irak, Afganistan, Suriye, Libya’da, Rusya’nın da başta Halep olmak üzere Suriye, Çeçenistan, Gürcistan, Kırım’da yaptıklarını hatırlarsanız bu kadar asker ve sivil hayatını kaybederken, şehirler bombalanırken düşük yoğunluklu savaş dememin sebebini anlarsınız. ABD ve Rusya buralarda hava saldırılarıyla taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadı.
Ukrayna’da bir ayda hayatını kaybedenler 900 kişiyken söz konusu ülkelerde yüzbinler kısa sürede hayatını kaybetti. Irak’ta Çeçenistan’da Halep’te yıkılmadık tek bir ev kalmadı. Rusya’nın tehdidine karşı NATO’ya girdi, ABD NATO ile birlikte Türkiye’de stratejik her yere; il veya ilçelere yüzden fazla üs kurarken, Rusya ise fabrika ve sanayi kuruluşları.
Olayları yaşandığı dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Bugün bile bir cephede işbirliği yapıldığı halde başka bir cephede karşı karşıya gelinebilirken stratejik davranılmalı; fırsata ve tehditleri bir arada görebilmeli, fırsatlardan sırasıyla yararlanırken tehditlere karşı da sırasıyla önlem alınmalıdır.