Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı belli ve karar net. Millet İttifakı’nın adayı da belli ancak karar net değil. Cumhurbaşkanı olabilmek için oyların yarısından fazlasını almak gerekiyor. Kim oyların yarısından fazlasını alabilecekse aday o olacak. Kimin kazanacağına kim mi karar verecek? Tabii ki seçmen. Birbirinden farklı, çok katılımlı, analizi doğru yapılan anketlerle seçmenin tercihi de aday da belirlenebilir, fakat anketler manipüle edilir; oy vermeyecek seçmenler organize edilerek ‘vereceğim’ de diyebilir; anketten çıkan sandıktan çıkmayabilir.
Cumhurbaşkanı/Ak Parti Gen Bşk Erdoğan 2019 Yerel Seçimlerinde ‘İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’ derken, MHP Gen Bşk Bahçeli ‘Ankara ve İstanbul alınırsa Cumhurbaşkanı’nın meşruluğu tartışmalı hale gelir’ demişti. Millet İttifakı hem Ankara’yı hem de İstanbul’u bonus olarak da Adana, Antalya, Mersin’i de aldı..
İstanbul’da Bakanlık, Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım, Ankara’da Gen Bşk Yrd Mehmet Özhaseki kaybetti. Millet İttifakı CHP Adayı Mansur Yavaş Ankara’da, yine Millet İttifakı CHP Adayı Ekrem İmamoğlu İstanbul’da kazandı..
O partili, bu partili seçmen oy verirdi, vermezdi tartışmaları yersiz. Gösterilen adaylar büyük illeri aldılar; geldiler, gördüler ve yendiler; CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu, kendisinin dışındaki yöneticilere rağmen, ağır sorumluluk üstlenerek adayları belirledi, İYİ Parti Gen Bşk Meral Akşener de destekledi ve hepsi kazandı.. Seçim sonuçları en güvenilir ankettir.
Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği adaylar kazanamasaydı, Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan ayrılmak zorunda kalabilirdi. Şimdi bu adaylar mı seçimi kazandı, yoksa ölümden ağır sorumluluk üstlenerek onları aday gösteren Kılıçdaroğlu mu? İttifakın diğer partisi; İYİ Parti Gen Bşk Akşener kazandı da denilebilir.
Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgarın yararı olmaz. Avantaj ve dezavantajları, karşılaşılacak fırsat ve tehditleri bir arada görüp, fırsatlardan yararlanırken tehditlere karşı da önlem alabilecek adaylar belirleyen, ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyen Kılıçdaroğlu, kendisi de olsa seçilemeyecek adayla cumhurbaşkanlığı seçimine girmeyecektir.
Kılıçdaroğlu, Akşener, Yavaş ve İmamoğlu arasından aday çıkacak; şanslar eşittir. Bu dört kişinin dışındaki hiçbir aday oy sayımı sonucuna kadar dayanamaz, sandıkların üçte ikisi açıldığında rüzgarı arkasına alan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ilan edilir.
Cumhur İttifakı seçmenini eleştirenler 2018’de Akşener’e değil; kazanacağına inanarak şimdiki Memleket Partisi Gen Bşk Muharrem İnce’ye oy verdi. Seçmen hem İnce’ye yeterli oy vermedi hem de sandığa gitmediği için Erdoğan ilk turda uzak ara kazandı. İkinci tura kalsaydı, yine İnce’nin şansı yoktu.
Ana muhalefet partisi genel başkanı doğal aday olduğu için, Kılıçdaroğlu adaymış gibi konuşur. Aday olamazsa ki olamayabilir, ‘ben gerekeni yaptım, ancak ortaklarımız uygun görmedi’ diyebilir ve Bahçeli gibi başkasını aday gösterdiği için eleştirilmez.
BTP MİLLET İTTİFAKINA MÜTHİŞ KATKI SAĞLAR
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)’nin Millet İttifakı’na katılımı sağlanabilirse müthiş katkı sağlar. Saadet Partisi (SP), BTP gibi özgül ağırlığı olan partilerin oy desteği çok olmayabilir, ancak yoklukları başkaları tarafından doldurulamayacak müthiş bir boşluk yaratır.
SP Gen Bşk Temel Karamollaolu’nun tek aday olarak yeniden seçildiği kongrede; Erdoğan’ın ‘başörtüsü ve ailenin korunmasıyla ilgili düzenlemesine’ yaptığı eleştiriyi Kılıçdaroğlu yapsa çok farklı mezralara çekilir, eleştiri yaptığına pişman edilebilirken, bu eleştiriyi Karamollaoğlu’nun yapmasının seçmendeki etkisi diğer liderlerden çok daha fazla olacaktır. Başörtüsünün bireysel özgürlük kapsamından çıkarılarak yasa veya referandum yoluyla anayasaya sokulması bölücülüğe neden olacaktır. Aile korunacaksa anayasaya gerek yok; zinayı yasaklayan maddeler geri getirilsin veya aileleri paramparça eden zinanın yasaklanması halka sorulsun. Mutlaka bir şey sormak istiyorsanız, sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi sorulsun.