Doğası, sahili katledilen, yeşil alanları yok edilen, havası kirletilen, iş yerleri kapatılan veya özelleştirilen, en çok borçlu, en çok işsiz, en çok icralık insanların bulunduğu Samsun’da herkes aday olamaz.
Önceden verdikleri mücadeleyi milletvekili olarak sürdürecek adayların yerine; seçimden seçime yağmur sonrası türeyen mantarlar gibi ortaya çıkan Samsun için hiçbir şey yapmayan, söylemeyen adaylarla seçim kazanmak artık çok geride kaldı. Vekil olmadan önce hiçbir şey yapmayan vekil olduktan sonra da hiçbir şey yapmayacağı açık seçik ortadayken böyle adaylarla seçime girmek baştan yenilgiyi kabul etmektir.
Erdoğan seçmenin gözüne sokarcasına beceriksiz kişileri aday göstererek, hak etmedikleri makamlara atadığı için, 20 yıllık iktidarı boyunca yapmadığını birkaç ayda yapmasına rağmen bu kadar dara ve zora düşmemişti. Kızılay başkanı çadır satıyor, Ensar vakfına para aktarıyor, depremzedeleri mağdur ediyor, fakat ne istifa ediyor ne de görevden alınıyor. Deprem bölgesinde bir ay sonra bile elektrik sorunu çözülemiyor, iletişim sağlanamıyor ancak elektrik devletleştirilmiyor.
Ölüm kaderse, Erdoğan neden en çok korunan liderler arasında yer alıyor? Diyanet İşleri Başkanı neden zırhlı araç alıyor? Neymiş yaşamak için önce tedbir almak gerekiyor. Kendileri için tedbir alanlar vatandaşın yaşaması için tedbir almaması ihmal değil de nedir? Görevini ihmal edenler seçimden önce azledilmez veya meslekten ihraç edilmezlerse zaten seçimden sonra yargılanacaklardır. Erdoğan temiz sayfayı seçimden açmazsa seçimden sonra o sayfa başkaları tarafından açılacaktır.
Seçmen ilk kez 7 Haziran 2015’te yaşadığı sorunların seçtiği yöneticilerden kaynaklandığına kanaat getirdi ve Ak Parti’nin TBMM’deki çoğunluğuna son vererek, koalisyon kararı verdi. Seçmenin koalisyon kararına uymayan veya uymadığı algısını kıramayan MHP kazandığı 80 milletvekilinin yarısını kaybetti, bunun sonucu olarak da Ak Parti 2015 Kasım seçimlerinde yeniden çoğunluğu sağladı.
Seçmenin olanı, biteni sorgulaması Ak Parti’nin tek başına kazanamayacağını gösterince Ak Parti, MHP ve BP ile ‘Cumhur İttifakı’ adıyla ittifak yapmak zorunda kaldı. İttifakın avantajları görülünce 5 Mayıs 2018 tarihinde CHP, İYİ P, SP ve DP arasında ‘Millet İttifakı’ kuruldu. Cumhur İttifakı 2023’te ittifakı; programı kapatılmasını gerektiren Hüda Par’ı içine alacak kadar genişletmek zorunda kaldı. Samsun’un nüfus değil; hizmet kayıtlarına bakılarak belirlenecek, nitelikli; bulundukları yerde kendi oyu olan aday göstermekten başka bir seçenek kalmadı.
Seçmenin olanı, biteni sorgulaması Ak Parti’nin tek başına kazanamayacağını gösterince Ak Parti, MHP ve BP ile ‘Cumhur İttifakı’ adıyla ittifak yapmak zorunda kaldı. İttifakın avantajları görülünce 5 Mayıs 2018 tarihinde CHP, İYİ P, SP ve DP arasında ‘Millet İttifakı’ kuruldu.
Cumhurbaşkanı/Ak Parti Gen Bşk Erdoğan 2019 Yerel Seçimleri’nde ‘ İstanbul’da Kardeşim Binali Yıldırım’ı seçin, başkanınız benim, isteyin benden ne isterseniz. İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’ derken, MHP Gen Bşk Bahçeli ‘Ankara ve İstanbul’u muhalefet alırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meşruiyeti tartışılır, arkasındaki seçmen desteğinin kaybedildiği anlamına gelir’ dese de Millet İttifakı / CHP adayları aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin’in de bulunduğu 11 ilde büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanarak büyük bir başarıya imza attı.
Türkiye'de seçmenin %70'i takım tutar gibi siyasi parti tercih ediyor. Partisi hangi sonucu alırsa alsın, görevini yapsın yapmasın partisini değiştirmiyor. Bazen 'odun, bazen şapka bazen de kimi koysam seçilir' anlayışıyla adaylar belirleniyor. Adaylarda nitelik; seçile bilirlik özelliği aranmıyor, ön yoklama veya merkez yoklaması, anket veya temayül yoklaması ya yapılmıyor ya da yapılana uyulmuyor. Adayın getireceği oylarla gerek duyulmadan, partilerin kendi oylarıyla seçilecek adayları genel merkezler aday gösteriyordu. Bu uygulamanın sonucu olarak yolun sonu göründü.