AK Parti, Samsun il başkanı olarak Muharrem Göksel’i belirledi. İl başkanlığı sorununu çözdü. Göksel’in adaylığı değil; başkanlığı genel merkez ve genel başkan tarafından onaylanmış oldu. Başkan adayları değil de adayı belirlendiğine göre, tek kişilik yarışın birincisi de belli oldu. ‘Bu nasıl demokrasi mi?’ diyorsunuz. Genel merkezin adayı belirlemediği; delege demokrasisiyle başkanın belirlenmesi çok mu iyi?
Siyasi partilerin ilçe, il ve genel merkez kongrelerinde yerelden genele mikro ve makro hedeflerin; kısa, orta ve uzun vadeli projelerin gündemi oluşturmasını bekleyenler kongrelerin hiçbir yerinde yok. Memleketi yangın yerine çeviren, milletin boğuştuğu, yerel veya genel, ağır sorunlar ve çözüm yolları hangi kongrenin gündeminde yer alıyor? Adeta ‘Koyun can, kasap et derdinde’ dedirtecek kişisel hesaplar, kısır çekişmeler gündemi oluşturmuyor mu? Genel merkezler genel merkez delegesi, iller il delegesi, ilçeler de ilçe delegesi açısından kongrelere bakmıyor mu?
Hiçbir parti, milletvekili adayını ile sormasa da, adaylığı düşünenler ilçe ve il yönetiminin oluşmasına doğrudan veya dolaylı yoldan müdahale ediyor. Eş, dost, akrabadan oluşturdukları delegelerle yandaşları kongreyi kazansa da, kendileri vekil seçiminde hiçbir avantaj elde edemeyecekleri halde, kongreleri etkileri altına alarak, yapılış amacından uzaklaştırıyor, kirli emellerine alet ediyor, partinin halkla buluşmasının önünü kesiyor.
Bir fikrin karşılaşabileceği en tehlikeli ve yok edici durum, o fikrin kötü versiyonları tarafından veya o fikri benimsemeyenler tarafından temsil edilmesidir.’ Hak gelince batılın zail olduğu’ gibi, batıl gelince de hak zail oluyor. Siyasi yarış, ehliyetsizlerin direksiyonda, ehliyetlilerin arka koltukta olduğu, lüks araçların garajda, külüstür araçların yolda olduğu yarışa dönüyor, hezimet kaçınılmaz oluyor.
Aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklemek ahmaklığın tanımlarındandır. ‘Bırakın güneş doğmadıkça sabah olmaz’ diyenleri, kendileri ötmedikçe sabah olmayacağını sananlar, kendilerinin vazgeçilmez olduğunu zannedenler teşkilatsız bir hiçtir. Sıfırların önündeki birin silinmesi durumunda sıfırların bir anlam ifade etmediği gibi; kişiler de teşkilatla birlikte bir değerdir. Teşkilatsız veya teşkilata rağmen birileri değer ifade ediyorsa orada teşkilat yoktur.
Vücutta, kanın kalpten atardamar yoluyla 120 bin km.lik kılcal damarlara pompalanıp, toplar damarlarla geri geldiği gibi; merkezle şube, şube ile teşkilat mensupları arasında bilgi akışı sağlanır. Akış herhangi bir damarda sağlanamıyorsa, derhal paralel damarla tıkanıklık aşılır.