CHP ve İYİ Parti, milletvekilleri Ali Mahir Başarır ve Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlık dosyalarının gündeme alınması nedeniyle CHP v e İYİ Parti, farklı gerekçeyle HDP‘Anayasa değişikliğinin görüşülmesiyle ilgili AkParti’nin randevu talebini reddetti. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, ‘Güncel konuların böylesine tarihi bir meseleye tartışma konusu yapılmasını doğru bulmuyoruz’ dedi.
Anayasa değişikliği için muhalefetin desteğini isterken, milletvekillerinin sudan sebeplerle dokunulmazlıklarını kaldırmaya çalışmak ‘bu perhiz bu ne lahana turşusu’ demektir. Ancak teklifin yanlışlığından değil de sadece bu yüzden teklife karşı çıkmak da yanlış veya eksiktir.
Başörtüsü konusunun TBMM’de gündeme gelmesi de yeterli çoğunluk sağlanamaması durumunda referanduma gidilmesi de anayasaya doğrudan oylamayla veya referandumla girmesi de yanlıştır.
Hak ve özgürlüklerin referandum konusu olamayacağı’ uyarımız üzerine Cumhurbaşkanı/Ak Parti Gen Bşk Erdoğan da referandum konusu olmasına karşı çıktığını belirtti. Kimin neyi nerede nasıl giyip giymeyeceği başkalarının tercihine bırakılamaz.
Referandum halk mahkemesi değil; halkın bir konuda görüşünün alınmasıdır. Ancak birinin özgürlük sınırının başladığı yerde diğerininki biter. Başkasının ne giyeceğine veya giymeyeceğine müdahale özgürlük sınırlarının ihlalidir. Bu nedenle başörtüsü konusunda referandum yapılamaz. Referandum konusu olamayacak bir konunun anayasaya girmesi de yanlıştır.
Ret çıkarsa; referandum Rus ruletine döner, başörtüsü savunucularının teklifi, hakkını ve haddini bilmeyen milletvekillerinin oyuyla mevcut özgürlükler kaybedilebilir.
Sonuç olarak başörtüsü; ister referandum isterse de doğrudan anayasaya girerse, örtülü / örtüsüz, pozitif veya negatif ayrımcılığa ve büyük sorunlara yol açar.
Anayasa sorun üretme, ayrıştırma değil; temel konularda birleşme; mutabakat metnidir. Milletvekilleri sorunun parçası olmak için değil, sorun çözmek için meclistedir. CHP ve İYİ Parti, milletvekili dokunulmazlıklarının yanında bu gerekçelerle de randevuyu reddetmeleri gerekirdi. Tek gerekçe dokunulmazlık olmamalıydı.
Türkkan ve Başarır’ın ‘Dokunulmazlık Dosyalarının’ gündeme alınması geriye bırakılırsa veya reddedilirse CHP ve İYİ Parti anayasa değişikliğine ‘evet’ mi diyecek? Muhtemelen de Erdoğan dokunulmazlıkları TBMM’de görüştürmez ve ‘İsteğinizi yerine getirdik, şimdi teklife destek verin’ derse ne yapacaklar? O zaman mı benim ileri sürdüğüm gerekçeleri ileri sürecekler ya da hukuksuzluğa destek mi verecekler?
Mücadele bireysel çıkarlar üzerinden değil; hukuk, adalet gibi yüce idealler üzerinden yürütülmelidir. Mahatma Gandi’nin söylediği gibi dikkat etmek gerekir; söz düşünceye, düşünce duyguya, duygu davranışa, davranış alışkanlığa, alışkanlık değere, değer karaktere, karakter kadere dönüşür.
Muaviye’nin dişi deveye erkek diyen halkı gibi; halk yukardaki zincirleme değişim ve dönüşüm sonucu; farkında olmadan başkalaştı; değerlerini kaybetti.
Halk değişim ve dönüşümü fark etmedi de siyasetçi ve aydınlar mı fark etti? Hayır, ya hiç kimse etmedi ya da küçük hesaplar yüzünden değişimi görmezden geldiler.
Aydın, yönetici, kamuoyu oluşturucular iş işten geçtikten sonra sorumlu kendileri değilmiş gibi bu değişimden halkı sorumlu tutuyor. Elbise için kumaş küçükse elbise giymek isteyen kumaşı büyütecek, halk istenilen durumda değilse, istenilen duruma getirilecek. Halk kendiliğinden düzelmez.