Apo’nun hükümet yetkilileri ve cumhurbaşkanıyla doğrudan iletişime geçebilmesi için Imralı’ da sekreterya oluşturulacak.. En son Hakkari’de üç askerin şehit edilmesi de Apo ile iletişimsizliğe bağlandı. Başbakan Davutoğlu, Apo’nun durumundaki iyileşmeyi kamu düzeninin sağlanması koşuluna bağladı. İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Biz bu sorunu kökten çözme hedefine katkı sağlayabilecek ve milletimizin de aleyhine olmayacak adımları atarız derken, dökülen bunca kanın milletimizin aleyhine olup olmadığını söylemedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Süreç ilerledikçe Öcalan'ın cezaevi şartları iyileşebilir' dedi
Apo:Yoğun savaşa hazır olun
Kobani’deki IŞİD kuşatmasını bahane eden grupların 100’e yakın vatandaşı linç dahil vahşi bir şekilde öldürmesi, binden fazla okulu ve devlet binalarını ateşe vermesi, Erciş v.b. gibi yerlerde Türk’lerin tüm işyerlerini yakması, hükümetle yapılan ‘barış sürecinde’ yol kesip, asker, polis, korucu şehit etmesi, telefon direklerine bağlanarak kurşuna dizilmesi, binlerce çocuğun dağa kaldırılıp, Irak’a kaçırılması Apo ile iletişimin yetersizliğine dayandırılıyor.
Apo, önce hükümetle sonra uluslar arası ve havuz medyasıyla doğrudan temasa geçerek ve anlık bilgi paylaşarak bu tür olayların önüne geçecekmiş. Bu olaylardan önce Apo’nun ‘yoğunlaştırılmış savaşa hazır olun, sabrım kalmadı, bize söz verilen yasalar çıkmıyor’ dediğinden ve onun talimatlarının sonucu olayların çıktığından kimse bahsetmiyor.
Apo iyileştikçe, millet kötüleşiyor
Apo’nun şartları düzeldikçe Türkiye’nin şartlarının kötüleştiği göz ardı ediliyor ve kötüleşme belirli çevreler tarafından iyileşme olarak topluma ve hükümete pompalanıyor. Hükümete yakın medya, sözde barış sürecinde PKK’nın yaptığı katliamların provokasyon olduğunu veya iyiye gidişin göstergesi olduğunu iddia ediyor. (Mustafa Karaalioğlu, akiller v.b. gibiler) İki oğlunun aynı anda operasyona gönderilmemesini isteyen polis annesi Bülent Arınç’a ‘Birini bana bağışla’ feryadını kimse duymuyor.
Dün silahlı teröristlerin sınır dışına çıktığını, içerdekilerin de silahını bıraktığını söyleyen, yandaşlar ve akiller bugün yüzlere kızarmadan pişkin bir şekilde, ‘Silahları bıraksalardı veya yurt dışına çıksalardı, hükümetin tavrına karşı 6,7 Ekim’deki Kobani eylemlerini yapamazlar ve hükümete de istediklerini yaptıramazlardı’ diyor. Bu da gösteriyor ki tüm istekleri yerine gelmeden silah bırakmayacaklar’ diyebiliyorlar. Eylemsizlik için Apo’nun taleplerinin hızla karşılanması gerektiğine vurgu yapıyorlar. Yani teröristlerin yurt dışına çıkmadığını bildikleri halde çıktığını savunmuşlardı.
PKK ve türevleri KCK,PYD,YPG ve uzantıları BDP/HDP terör örgütüdür. Bunların bir kısmı ABD ve AB ülkelerince de terör örgütü olarak tescillenmiştir. Eski Başbakan, yeni Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan PKK ile Suriye PKK’sı (PYD) arasında fark olmadığını, PKK’nın Türkiye’de 40 bin insanımızı katlettiğini, silah zoruyla seçmenleri etkileyerek, BDP’ye oy verilmesini sağladığını söylüyor.
Ya silahlı ya da siyasi propaganda
Sayın Cumhurbaşkanı, PKK’nın terör örgütü olduğunu ve silahlı propaganda yaptığını kabul ediyor. Propaganda ya silahlı ya da siyasi yapılır.PKK/HDP’nin yaptığı gibi; hem silahlı hem de siyasi propaganda yapılamaz. Devlet silahlı propaganda yapan bir örgütle mücadele eder, müzakere edemez. Doğrudan iletişime geçmek terör suçudur. Hukuk devleti, silahlı propaganda yapanları silahsızlandırır ve bağımsız yargının önüne çıkarır. Haklıya hakkını, haksız da cezasını verir. Apo’ya sekreterya oluşturmak terör örgütüyle işbirliği yapmaktır.