Samsun BB Bşk Mustafa Demir, gençlere önem verdiklerini belirterek ’Atakum’da 450 milyon liraya kütüphane yaptırıyoruz’ dedi. Türk İş Sosyal tesislerinin yerine yaptırılacak olan 8 katlı kütüphaneyi Samsun BB değil; Kültür Turizm Bakanlığı yapacak.
Samsun BB, binanın ilk iki katını iş yeri olarak arsa karşılığı alacak. Belediye kütüphane değil; kendine iş yeri yaptıracak. Samsun’un kütüphaneye ihtilacı var mı? Var. Yapana da yaptırana da Samsunlular adına teşekkür ederim, ancak Demir kütüphane yaptırmıyor, belediyeye iş merkezi yaptırıyor.
Gençlere iyilik yapmak istiyorsa, İstanbul’da Ak Parti meclis üyelerinin öğrencilere istediği ulaşım indirimini Samsun’da uygulasın. İstanbul’daki Ak Parti/MHP meclis üyeleri öğrenci sever de Samsun’daki meclis üyeleri öğrenci düşmanı mı?
Hazır öğrenci/genç sever Başkan bulmuşken neden öğrencilere Samsun’da ulaşım indirimi yapılmıyor? Daha önce de yazdığım gibi; Samsun’da yurtlarda yer bulamadığı için kayıt donduran öğrenciler varken, Site Camiinin yanındaki Vakıf ‘tan gasp edilen Defterdarlık eski binası neden yıkıldı? Öğrencilere ucuz yurt olarak neden verilmedi. Öğrenci/genç severlik lafla değil uygulamayla olur.
TERÖRDEN DE BETER!
Çok üzüntü vericidir ki asker ve polis şehit sayısının yükselişi engellenemiyor, gittikçe tırmanıyor. Ordu Ünyeli Uzman Çavuş Gökhan Demir ve Adıyamanlı er Fuat Özer, Sivaslı Uzm Çav Ömer Yıldırım, Piyade Uzman Onbaşı Mehmet Ali Çap, Irak’ta PKK’nın döşediği mayına basarak şehit oldu. Tüm şehitlerimize Şanı Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve metanet diliyorum.
Diğer taraftan Polis Sendikası ve basında yer alan haberlere göre geçen yıl 100’den fazla polis intihar etti. Son olarak aslen Kandıralı olan, Şırnak'ta görevli özel harekat polisi Alparslan Soylu bir mektup yazdıktan sonra şakağına ateş ederek hayatına son verdi. Cenazesi dün Kandıra’da toprağa verildi.
Üstlerinden gördüğü baskı, hakaret ve mobbing nedeniyle intihar ettiğini belirten Soylu, hep merak edilen o zor soruyu da mektubunda cevaplandırdı. Birçok kişi kendisini ölüme sürükleyenin veya sürükleyenlerin değil de neden kendi hayatına son veriyor intihar edn diye merak ediidyordu.
Soylu mektubunda kendi çocuklarını babasız bırakmayı göze aldığını ancak kendisini ölüme sürükleyen amirinin çocuklarını yetim bırakmak istemediğini, bu nedenle amirinin değil; kendinin hayatına son verdiğini ayrıntılı bir şekilde mektubunda açıklıyor.
Birçok polis kendisine uygulanan mobbing, haksızlık, adaletsizlik karşısında gözyaşını içine akıttığı, tüm üst mercilere ilettiği feryat ve figanları sadece kendisi duyduğu için kendisini önemsiz hatta hiç hissediyor ve hayatla bağı kopuyor ve hayatına son veriyor.
Emniyetteki alt-üst ilişkisi askerden de beter baskıcı. Askerin ne zaman ne olacağı nereye atanacağı yasalarla az veya çok belirlenirken, emniyette tamamen üstlerin iki dudağı arasındaki kararlarla polislerin hayatı kararıyor.
Napolyon Bonabart, ‘Bana veya herhangi bir üst düzey yöneticiye suikast yapanı affederim ancak, polise sıkılan kurşunu affetmem. Çünkü polise sıkılan kurşun devlete; dolayısıyla herkese sıkılmış demektir’ diyor. Ben de farklı karakollarda okumuştum; 1980’den önce polis karakollarında kapının arkasında bu ifade yazılıydı. Polisini yaşatamayan devletini yaşatamaz. Polisi yaşat ki devlet yaşatsın! Gerek şehit düşen gerekse intihara zorlanarak hayatlarına son veren tüm polislerimize tekrar Şanı Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.