Okurlarımızın sıkça şikayet ettikleri bir konu; belediye faaliyetlerinde ve özellikle eşantiyon ve ikramlarda veya billboardlarda başkanların isim ve fotoğraflarının bulunması.
Başkanlar belediye faaliyetlerini mi yoksa kendilerini mi tanıtıyorlar? Konser veya konferans düzenleniyor, gelen sanatçının veya konuşmacının afişteki fotoğrafından daha büyük başkanın fotoğrafı, kimi tanıtıyorsunuz, kendinizi mi sanatçıyı mı konuşmacıyı mı? Eşek semeriyle, başkan eseriyle tanınır. Başkan mısınız, artist mi?
Belediye faaliyetlerini tanıtıyorlarsa büyükşehir, küçük şehir ilçe ne ise ‘belediyesi’ tarafından yapılmıştır demek yeterli iken billboardlarda, afişlerde fotoğraf veya isim kullanılması kişinin tanıtımı demektir ki başkanın tanıtım giderlerini başkan cebinden karşılasın. Belediyenin parasıyla kendisini kimse tanıtmasın!
İsraf haramdır; cenazelerde yapılan ikramların üzerinde başkanın isminin bulunması, başkanın değişmesi durumunda stoklardaki ürünün çöpe gitmesiyle sonuçlanıyor. Başkanın ismi yerine belediyenin ismi kullanılsa, belediye de halkın, ürünler de halkın malı olduğu için bir sonraki başkan eski başkanın kaldığı yerden devam eder.
Kaldı ki her başkanın seveni var, sevmeyeni var; herkes her başkanı sevmez; eşeğin sevmediği otun burnunun dibinde bitmesi gibi vatandaş çay içtiği bardakta sevmediği birinin fotoğrafını veya ismini neden görsün? Vücut kimyası neden bozulsun?
SGK’YI DOLANDIRANLAR AFFEDİLMESİN!
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’undan kısa süre sonra ortaya çıkacağını bildikleri halde acil ihtiyaç nedeniyle ölen birinin son maaşını çekenler parayı faiziyle geri ödüyor. Yetim maaşı alırken birkaç ay sigortalı çalışanlar da aldıkları yetim maaşlarını faiziyle geri ödedikleri halde, SGK’yı farklı şekillerde dolandıranların affedilmesi dolandırıcılığı teşvik etmek olup SGK’nın hizmetlerinin aksamasına neden olur. SGK’dan haksız para alanlar paraları geri versin! SGK hizmeti aksatırsa ki aksıyor, tüysüz yetim mağdur oluyor.
KYK öğrenci kredi ve harçları, iş bulamayan, çalışmayanlardan tahsil edilmişken, işi olandan tahsil edilmemesi hem eşitlik ilkesine aykırı, hem de adil değil. Ya işsizlerden tahsil edilen kredi faizleri iade edilsin ya da iş bulup çalışanlar geri ödesin. Ödemek zorunda bırakılanlar enayi durumuna düşürülmesin.
GSM kuruluşlarının sözde alacaklarının çoğu haksız kazançtır, doğrudan silinmelidir. Yeterince haklarını arayamadıkları için aboneler borçları olmadığı halde borçlu gösterilmişlerdir. Düzmece borçları ödemek yerine; devletin hukukçuları usulsüz borçları inceleyerek silinmesini sağlamalıdır.
GSM veya internet şirketinin teklifi üzerine; abone aynı şirketin başka bir paketini alıyor ve yeni modem takılıyor, ancak eski modemin daha sonra alınacağı söylendiği halde alınmıyor. Eski modem alınmadığı için aynı adreste hem eski hem de yeni abonelik için fatura düzenleniyor.
Aynı adreste aynı şirketin farklı iki aboneliği için kesilen faturanın sebebi sorulunca modemin teslim edilmediği söyleniyor. Sonradan teslim edildiği halde çifte faturalandırma sürüyor. Eski modem teslim edilmemişse istenir, teslim edilemiyorsa modem ücreti alınır, iki farklı abonelik ücreti alınmaz, ama alınıyor. Mahkemeye intikal edenleri mahkemeler tahsil etmiyor reddediyor. Böyle borçların tahsili için mahkeme yerine varlık şirketleri tercih ediliyor.
Varlık şirketlerine devredilen sözde alacaklar, abonelere polis telsizi sesleri dinletilerek ‘Polis, hamal, çilingirle geliyoruz, kapıyı açıp ne varsa kaldıracağız’ denilip aboneler tehdit ediliyor ve tahsilat yapılıyor.
Samsun Telekom’da da bu yöntem uzun zaman kullanıldı, aboneler soyulup soğana çevrildi. Buna rağmen paralar Telekom’a değil varlık şirketlerine gittiği için Telekom zarar üstüne zarar etti. Bunar yapıldığı zamanda aynı yazıyı yazdım, ancak ilgililer üç maymunları oynadı.
Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan’ın yaptığı en adil düzenleme bu ve benzeri; 2000-2500 TL’nin altındaki borçların silinmesidir.