İki büyük bayramı; Kurban ve Cumhuriyet bayramını ardı sıra kutladık. Ancak, bazıları ‘bizsiz, bayram olmaz’ derken, bazıları da ‘Bizden başkası bayram kutlayamaz’ dedi. Oysa bayramların olmazsa olmazı yüce Türk milletidir. Milletsiz bayram olmaz. Resmi kutlamalar AKP’nin bayramı değil, Türk milletinin bayramı olduğu gibi; CHP öncülüğünde kutlanan bayram da CHP’nin değil Türk milletinin bayramıydı.
Bayram yasak, terör serbest
Umutsuz durumlar için, ‘şikayetin kadıdansa (yargıç) derdini kime anlatacaksın’ veya ‘bozulmaya karşı tuz var da tuz bozulursa ne yapacaksın’ denir. Bu yılki Cumhuriyet bayramı kutlamaları bu duruma dönüştü. Her türlü dargınlık, ayrılık ve umutsuzluğun bir kenara bırakılarak birlik ve dayanışmanın sağlanacağı bayramda ayrışma her zamankinden daha derin oldu. Bayram kutlayanlara gösterilen tepki, yaptıkları gösterilerde insanları diri diri yakan Apoculara (PKK’lılara ) gösterilmedi. Ankara’da ODTÜ’de gösteri yapıp, üniversitenin giriş kısmını ateşe veren PKK’lılar okulun içine dağılınca kurtuldular, ancak bayram kutlayanlar kurtulamadı.
İki başlı devlet
Bayram kutlamalarına müdahaleyle başlayan vahim olaylar zinciri, Sayın Başbakan’ın ‘Polise barikatı kaldırın emrini ben vermedim ve polis görevini yapmadı’ açıklamasıyla devam etti... Sayın Başbakan’ın müdahaleyi yeterli bulmadı. ‘Barikatları kimin kaldırttığı’ sorusu cevapsız kaldı. Bayram öncesi köşke çağrılan Ankara Valisi’ne barikatları Cumhurbaşkanı Gül’ün kaldırttığı iddialarına, Başbakan, ‘İki başlılık olmaz’ derken, Gül aynı konuda, ‘Vali’ye titiz davranın demem normaldir’ dedi.
İnsanı sözü, hayvanı yuları
CHP İstanbul İl Başkanının törendeki askerlere hitaben ‘Sizin koruyamadığınız veya korumanız gereken Cumhuriyeti biz koruyoruz’ şeklindeki ifadesi de güne damga vuran olaylardandı... Tepkiler üzerine başkan ben onlara değil; sivillere söyledim dese de başkanın ifadesi de olaylar kadar vahimdi. Dervişin fikri ve zikri meselesi gibi. Sivilleri Cumhuriyet düşmanlığıyla suçlarken, aynı kişilere hitaben Cumhuriyeti koruyamadınız demek inandırıcı bulunmadı. İnsanı sözü hayvanı yuları bağlar. Başbakanın 'bunlar bayram kutlamıyor, darbeye ortam hazırlıyor' iddiasını doğruladı il başkanının sözleri. Cumhuriyet askere değil; Türk gençliğine emanet edilmiş, koruma ve kollama görevi de gençliğe ve cumhuriyet savcılarına verilmiştir.
Kendileri ötmedikçe sabah olmaz
Einstein, ‘Ön yargıyı (bağnazlık) parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur’ dediği gibi Türkiye’de bazıları, ‘horoz ötmedikçe sabah olmaz derken, bazıları da kendileri ötmedikçe sabah olmaz’ zannediyor.Bayram kutlamalarının değiştirilmesiyle ilgili genelgeden sonra kutlanan iki bayrama; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma – Gençlik ve Spor Bayramı ve Cumhuriyet Bayramı’na katıldım. Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy öncülüğünde kutlanan bayramlardan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma – Gençlik ve Spor Bayramı haftasında yapılan etkinlik ve kutlamalar için, eski Bakan gazeteci ve yazar Alev Coşkun, Barolar birliği Genel Başkan Yardımcısı, 'Ergenekon' davası avukatı v.b. gibi sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri de Samsun’daydı. Bizzat onlar Samsun’daki kutlamaları ve Sayın Valimizi öve öve bitiremedi. Ayrıntılarını o zaman bu köşede yazmıştım. Bilgi sahibi olmadan, kanaat sahibi olmanın ön yargısıyla, gitmeden, görmeden eleştiriyoruz. Bizden başkası yapmaz veya yapamaz zannediyoruz.
Önyargı (yargısız infaz)
Kocasının ölümünden sonra ormanda yalnız yaşayan kadın, evine bir gelincik alır ve yeni doğmuş çocuğu ile birlikte yaşarlar. Kadın çocuğunu hiç yalnız bırakmaz. Günlerden bir gün kısa bir süre de olsa çocuğu evde bırakmak zorunda kalır. Eve döndüğünde bir de ne görsün; gelinciğin ağzı kan içinde. Hemen eline geçirdiği bir sopayla gelinciği orada öldürür. Tam da o sırada içeriden çocuğun ağlama sesini duyar ve odaya koşar. Çocuğun beşiğinde gelincik tarafından parçalanmış yılan, çocuk sapa sağlam.
Her şeye rağmen Bahçeli’ye oynayan kazanır. YARIN