Türkiye’de denize kıyısı olan Samsun, İstanbul, İzmir, Antalya, Trabzon, Muğla gibi 22 şehirde kıyı kenar çizgisi 50 metreden 10 metreye iniyor. Sahilde inşa edilecek yapılar kıyıya en fazla 50 m uzaklıkta olması gerekirken, artık 10 metreye kadar yapılaşmaya izin verilecek.
Sahillerde yeni yasayla imara açılacak alanlar sahil yağmasına ve sahillerin betonlaşmasına neden olacak. Türkiye’nin Samandağ'dan sonra en uzun kesintisiz sahillerinden Atakum’da artık denize gitmenin bir bedeli olacak. Sudan çıktığınızda birinin özel mülkiyetine girmek zorunda kalacaksınız. Halkın ortak kullanımına açık alanlar, niçin halka kapatılarak, kişisel mülkiyete dönüştürüldü. Satılmak için. Kimin yeri kime satılıyor. Satılan yerin kimin olduğu belli. Satılan yer halkın. Alacak olanları da sizler göreceksiniz. Bedeli ödenerek alınsa bile ki yağmalanma endişesi var, sahiller parası olanların gidebileceği beton yığınlarına dönüşecektir.
Sahillerin zaten yağmalandığı, devletin koruyamadığı ileri sürülebilir. devletin görevi 'ver kurtul' değil, 'koru kullandır' olmalıdır. Hapisteki açlık grevi yaparak istediğini yapar, dışardaki kıyıları yağmalayarak istediğini alırsa, yasalara saygılı olanlar enayi durumuna düşmez mi?
Artık eviniz denize sıfır değil
Bu yasaya kadar eviniz denize sıfır olsa bile artık denizle eviniz arasına yeni yapılar; yazlıklar veya tesisler girecek. Benim deniz kenarında evim de yazlığım da yok. Girecek bir deniz, denizden çıkarken gidecek bir yol elbet de bulurum. Kamunun malı satılıyor. İnsanların denizle buluşması engelleniyor. Bu şehrin sivil toplum örgütleri, siyasi partileri uyuyor. Muhalefet magazin siyasetiyle, kayıkçı kavgasıyla meşgul.
Gürsel Tekin ne içti?
Olimpiyatların adını aldığı Yunanistan’daki Olimpos dağının aslında Antalya’da olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan’a Yunan basını ‘Erdoğan ne içti?’ diye sormuştu. Gürsel Tekin’ de ‘ İzmir’de 700 kişinin MHP ve AKP’den partilerine geçtiğini, CHP ile AKP arasında %9’luk bir fark kaldığını, partililerin küçük bir gayretiyle CHP’nin birinci parti olacağını’ söylüyor. Gerçekten sorunları unutturan, engelleri ortadan kaldıran, uzağı yakın, kışı yaz eden bu içeceği siz de merak etmiyor musunuz?
CHP’nin bir türlü yükselmeyen oylarını hangisi yükseltti? Bülent Arınç’ın Muharrem İnce hakkındaki taciz iddiaları mı? CHP’nin değişik kademelerinde görev yapan ağır top ‘marka’ sanatçısı Halil Ergün’ün geçen seçim AKP’ye oy verdiğini ve tek siyaset üreten partinin AKP olduğunu söylemesi mi? Sayın Kılıçdaroğlu’nun PKK’lıların yargılanmadan başka ülkelere gidebilmesini savunması mı, Çöl bedevisi benzetmesine, kutup ayısı benzetmesiyle cevap vermesi mi?
Oy patlamasına hangisi neden oldu? Bu başarının sırrı buralarda mı, yoksa içilende mi saklı. Bence içilende. Acaba ne içti?