Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Erdoğan, şeker fiyatlarının son bir ayda yüzde 100, bir yılda da yüzde 500; 5 kat artması üzerine, piyasa dengesinin sağlanması ve spekülatif hareketlerin önüne geçilebilmesi için, 400 bin ton şeker ithal kararı aldı.
Şekerin nereden hangi kriterlere göre ithal edileceği belirtilmedi; Cargill Nişasta bazlı şeker (NBŞ /HFCS); mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen şeker mi pancardan üretilen şeker mi ithal edilecek? Üç farklı şeker molekülü vardır: Glikoz, galaktoz ve fruktoz. Bunlardan glikoz (kan ve üzüm şekeri), fruktoz (meyve şekeri, levüloz) ve galaktoz (süt şekeri) en önemlileridir.
Türkşeker, 2018’deki özelleştirmeden önce şeker ihtiyacının yüzde 65’ini karşılarken, özelleştirmeden sonra oran yüzde 35’e düştü, özel sektör payı yüzde 65’e çıktı. Denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde piyasayı ele geçiren özel sektör istediği fiyat uygulamasını yapıyor.
Şeker yetmiyor; ama Çarşamba Şeker Fabrikası da bir türlü açılmıyor. Birçok yerde süte şeker konmadığı halde sütler şekerli; vatandaşın pancarına kota uygulanıyor ürettiği pancar alınmıyor, küspe olarak hayvanlara veriliyor. Türk tüketicisi şekere olması gerekenin çok üstünde para ödüyor. Paralar yabancı üreticilere gidiyor.
Kamusal denetim ve sorumluluk olmayınca; vicdan da devre dışı kalıyor. Devreye cüzdan giriyor; şirket kârlılığını esas alan bir yönetim anlayışıyla manipülasyon ve stoklama sonucu tüketicinin şekere erişimi engelleniyor, maliyetlerle ilgisi olmayan yüksek fiyattan şeker satılıyor. Şeker zamlarının sebebi yüksek maliyetler değil; şeker piyasasının kontrol ve denetimsiz bir şekilde özel sektöre devredilmesidir.
Sadece şeker değil tüm gıdalar stratejik ürün olup, zaman zaman paranız olsa da erişemeyebilirsiniz, tür stratejik ürünlerde kamu varlığı, kontrolü ve denetimi bulunmalıdır. Türkşeker’den ucuza alıp piyasaya yüksek fiyattan verme imkanı da olan özel sektör istediği fiyatı belirleyebildiği için, bir yılda yüzde 500 arttı şeker.
Market ve pazarların değil; özelleştirilen fabrikaların kontrol edilmesi, denetlenmesi, fiyatların belirlenmesine müdahaleyle ancak tüketicinin şekere erişimi sağlanır.
Bir şey nerede kaybolmuşsa, ancak orada aranırsa bulunabilir. Evin bodrumu karanlık diye bodrumda kaybolan sokakta aranırsa bulunamaz.
Yapılacak iş devlet ya kamulaştırarak ya da yenisini kurarak şeker üretiminde söz sahibi olacak ya da şekerin fiyatının belirlenmesine müdahale edecek, piyasayı denetleyecek. Bunlar yapılmazsa sağlığa en zararlı şekerkamışı veya mısır şurubu şekerlerini pancar şekeri diye maliyetinin çok üstünde fiyatlardan yemek zorunda kalırız.
Nişasta bazlı şeker (NBŞ) sıvı şekerdir. Mısır Şurubu olarak da bilinen NBŞ, mısırın yanı sıra patates, buğday, kasava (tapioka) gibi bitkilerden de elde edilir. Tatlandırıcılığı şeker pancarından çok daha fazla olup, maliyeti çok düşüktür, ancak sağlığa çok zararlıdır.
Baklava başta olmak üzere birçok tatlının yapımında kullanılan NBŞ’li tatlılardan bir dilim veya bir lokma yiyen yenisini yemek ister. NBŞ yedikçe yemek ister. Şeker Pancarı şekeri ise belirli miktar yenince tokluk hissettirir ve devamı gelmez. Satıcı açısından NBŞ’li tatlılar çok tercih edilir. Şeker alırken veya şekerli bir ürün yerken, kutu veya paketin üstünde ‘Şeker pancarından üretilmiştir’ etiketini mutlaka okuyunuz, aksi durumda pancar şekeri yerine mısır şurubu şekeri tüketebilirsiniz.