Öğretmen Gülşah Aktürk devlet koruma talep ettiği halde Konya’da eski sevgilisi tarafından öldürüldü. İzmir’de bayan öğretmen okulda bıçaklandı. Başka bir yerde işkenceyle öldürüldü derken, Adana’da 46 yaşındaki Fatma çelik dini nikahlı kocasından gördüğü baskıya dayanamadı ve üzerine benzin dökerek kendisini yaktı.
Cumhuriyet savcılığı ve polise yaptığı müracaatlardan sonuç alamayınca şehir merkezindeki köprülü kavşakta üzerine benzin dökerek, savcı gelip sorununa çözüm bulmazsa kendini yakacağını söyledi. Vatandaşlar polise ve 112 Acil Servis’e haber verdi. Polis ve sağlık ekibi geldi. Cehaletten kaynaklanan facia da başladı. Kadın kararlı bir şekilde polisin uzaklaşmasını ve savcının gelmesini istemesine rağmen sağından ve solundan iki polis yaklaştı.
Polisin eline cop, beline silah
Ruhsal çöküntü içindeki kadını psikolog değil, sağlık ekipleri de değil, polisler ikna etmeye çalışıyor, sanki elinde silah varmış ve etrafı tehdit ediyormuş gibi. Kadın kendini yakacağını söylediği ve tartışma uzun sürdüğü halde, yangın söndürücü hazır bekletilmiyor. Nihayet kadın çakmağı çakıyor, göğüs kısmından elbiseleri tutuşuyor.
Polis beceriksizce, ama cansiperane bir mücadeleyle; elleri yanma pahasına kadını söndürmeye çalıştılar. Ancak alevleri aşağıdan yukarıya doğru boğmaya çalıştıkları için, alevler elbiseden yüz kısmına yönelerek, yüzün daha çok yanmasına neden oldu.
Sağlık görevlileri ne mi yaptılar? Seyrettiler. Yangın tüpü de vardı, ama kadın bayıldıktan ve alevler söndürüldükten sonra çalıştırılabildi.
Polis hangi olaya nasıl müdahale edeceğini bir türlü öğrenemiyor, eğitilmiyor, öğretilmiyor. Polisin eline cop, beline silah verip sokağa salınıyor.
Geçenlerde de intihar etmek isteyen bir vatandaşı ikna etmek için, psikolog yerine çok sayıda özel harekat polisi olay yerine gönderilmişti. PKK terör örgütünün Molotoflu saldırılarına da bayan polis görevlendiriliyor. İçi yolcu dolu belediye otobüsleri, araçlar, hatta insanlar alev alev yanıyor. Teröristlerde ara sokaklarda kayboluyor.
Hak, kadını öldürüyor
Anne yok, sevgili yok, bacı, teyze, yenge yok! Ne var? Kadın (Dişi insan) var. Kadın haklarını savunurmuş gibi görünenler böyle söylüyor, ‘biz anne değiliz, biz abla da değiliz, biz kadınız’
İnsani değerlerden soyutlanan kadın veya erkek sadece cinsiyetiyle tanımlanırsa kadını koruyamazsınız.
Kadın hakları, sığınma evleri arttıkça, kadınlar korundukça, kadına şiddet de kadın ölümleri de aynı oranda artıyor. Düğmesine basıldığında 4 dakikada kurbana ulaşılacak ‘Panik butonları’ üzerinde çalışılıyor. Hastalık teşhis edilemediği için tedavi de edilemiyor. Zinayı yasaklayan kanunun iptali kadına şiddeti artıracağını söylediğimiz zaman kimse inanmadı. Kadın yasal yollara başvururken, erkek yasal yolları denemeyi gurur meselesi yapıyor ve kendi işini kendi görüyor. Hayat şartları da ağırlaşınca; erkek kırmızı görmüş boğa gibi şiddet uygulayacak hedef arıyor, kadın şiddeti mıknatıs gibi çekiyor. İnsanları vicdanları, Allah korkusu, manevi değerleri firenler, insanları yasalar değil vicdan korur. Bugün bizi dehşete düşüren görüntüler aslında şartları oluşmamış yapay sükunettir. Daha büyük olaylara gebedir yarınlar.