Özellikle liste başları listelerin teşkilat ve seçmen tarafından hazmedilmesinde önemli rol oynadı. AK Parti ilk sıra adayı Bakan Mehmet Muş, Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaslan 9 kişilik listenin amiral gemisi oldu. Adaylar ve sıralaması belirlenirken parti içi dengelerin yanında ittifak dengeleri hatta yurt genelindeki senkronizasyon planlandığı gibi yürüdü.
Özellikle 2 milletvekili olan CHP listesinin 2 ve 3. sırasında Saadet ve Gelecek Partisi’nin adaylarının yer almasından kaynaklanan sorunun kısa sürede aşılmasında liste başı Murat Çan önemli rol oynadı. Diğer adaylar ve teşkilat tarafından ortak aday gösterilen Tıp Doktoru Genel Cerrah Çan saygın, sevecen, mütevazi kişiliğiyle hem parti içinde hem ittifak partileri arasında işbirliği ve uyumun sağlanmasında önemli rol oynadı.
Her iki partinin il başkanlarının ‘SP’yi kazıyınca altından CHP, CHP’yi kazıyınca altından SP çıkar’ ifadeleri partiler arasındaki uyumu açık, seçik gösterdi. Bülent Ecevit’in CHP’yi ‘Ortanın solunda’ konumlandırdığı ve tüm radikal solu içinde barındırdığı zaman (1974) Necmettin Erbakan CHP ile koalisyon kurmuş ve o dönem ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ gerçekleştirilmişti. Başta doğru olmadığı algısına neden olan CHP listesinin ülke gelende marjinal değil; toptan fayda sağlayacağı görüldü.
DEVA ve Gelecek Partisi Genel Başkanlarının ‘Seçmenimi, halamı, kaynanamı CHP’ye mühür vurmaya ikna edemiyorum’ demelerine rağmen Murat Çam’ın ilk sırada yer aldığı listeye o verecekleri görülüyor.
‘Adaylara takılmayın’ diyen siyasi parti genel merkezleri haklı çıktı; aday gösterilenler de gösterilmeyenler de yerini beğenen de beğenmeyen de partinin liste ve sıralamasına sahip çıktı. Herkes seçilebilme ihtimali olan adaymış gibi çalıştı.
MHP listesinin en sorunsuz liste olduğunu, ancak ilk sıra adayı İlyas Topsakal’ın Ladikli olduğunu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanı ve konuşma metinlerinin hazırlayan ekipten olduğunu ve Samsun’dan aday olacağını herkesten önce ben yazdım. Topsakal da Samsun’da yeterince bilinmediği halde kısa sürede ulaşabildiği kadarıyla kendini tanıttı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta gerek Türkiye genelinde gerekse Samsun özelinde hem doğrudan hem de medya yoluyla olağanüstü bir gayret sarf etmesine rağmen, HDP ve 2 Mart Vakası’nın haksız etkilerini silemedi.
HDP Millet İttifakı’na da 6’lı Masa’ya da üye değil; ancak İYİ Parti HDP ile işbirliği yapıyormuşçasına suçlanıyor. 2 Mart’ta Meral Akşener Masa’dan kalkmasaydı, Ankara BB Mansur Yavaş ve İstanbul BB Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı olmayacaklardı ve seçim şimdiden Cumhurbaşkanı/ Ak Parti Gen Bşk Erdoğan lehine bitecekti.
CHP Gen Bşk Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan kadar potansiyel aday olmasını sağlayan ‘2 Mart Vakası’ İYİ Parti’ye pozitif yansıması gerekirken, aksine negatif yansıyor. Anlatım eksikliği var; halen ikna edilmesi gereken çok sayıda seçmen var. Diğer partilerin adayları için söz konusu olmasa da İYİ Parti az zamanda çok şey başarma şansına sahiptir. Çünkü yeni bir şey yapmayacak, yapılanın doğru anlatılması ve anlaşılmasını sağlayacak. ‘Keşke’ dememek için, başta Usta olmak üzere İYİ Parti adayları ve teşkilatlarının seçim gününe kadar algıyı değiştirip olguları anlatmaya devam etmeleri gerekir.
Unutulmamalıdır ki berbat bir resim ustanın küçük fırça dokunuşlarıyla esere dönüştürülebilirken, mükemmel bir eser de aceminin fırça darbeleriyle berbat hale gelebilir. Bu nedenle son fırça darbeleri önemlidir. Hakim bile son ifadeye göre karar verir. Son dokunuşlar adayların da ülkenin de kaderinde önemli rol oynar. Seçimden sonra ‘Oy! Ben yaptım?’ dememek için oyunuzu kullanırken bir kere değil; bin kere düşünün. Kimsenin suçuna ortak olmayan! ‘Bizi yanılttılar, kandırdılar’ dediğiniz zaman Şanı Yüce Allah ‘Ben size akıl verdim, aklınızı neden kullanmadınız’ diyecek ve aklınızı kullanmamanın hesabını soracak.