Öyküye göre başkente uzak bir ilin köyünde yaşayan çoban sesine ve güzelliğine hayran olduğu bir sanatçıya zaman zaman yazdığı şiirleri gönderir. Çobanın bir şiirini çok beğenen sanatçı, şiiri şarkıya dönüştürmek üzere çobanı başkente davet eder, ihtiyaçlarını karşılayacak kadar da para gönderir.
Çoban şarkıcıyı yakından görebilmek hayaliyle yola koyulur, üç yol ayrımına gelir, birinci yoldan gider kralın kızı ve sarayda görevli yüzbaşının nişan törenin de yapıldığı restoranda yemek molası verir.
Yüzbaşı ve kralın kızı arasında sert tartışma çıkar; kız ‘kapıdan ilk girenle evleneceğim’ der. Kapıdan ilk giren çoban olur ve yüzbaşının silahından çıkan kurşunla ölür.
Öykü bu ya; çoban ruh bedenden ayrılıncaya kadar nerede hata yaptığını düşünür ve ilk yoldan değil; ikinci yoldan gitseydim bu başıma gelmezdi der ve yeniden yol ayrımına gelir ve ikinci yoldan gider. Acıkın yine bir lokantaya uğrar yemek yerken güzel bir kadın yanına yaklaşır ve kralın kızı olduğunu, bu mektubu mutlaka babasına ulaştırmasını ister ve yüklü miktarda para verir.
Adam kralın sarayına gelir ve kralla görüşmek istediğini bir mesaj getirdiğini söyler. Mesajın ne olduğunu söylemez, üstünü arayan güvenlik görevlisi çobanın cebinde çıkan mektupta krala darbe yapılacağı mesajını bulur.
Mesaj krala ulaşmaması için görevli çobanı vurur. Çoban yine aynı yüzbaşının aynı silahıyla hayatını kaybeder. Uzun sözün kısası üçüncü yolu da dener sonuç değişmez başka bir senaryo ile aynı seri numaralı silahla ayrı yüzbaşı tarafından öldürülür.
Bu öyküyü şunun için yazdım; Kılıçdaroğlu farklı yöntem uygulasaydı, çobanın her durumda öldüğü gibi; Erdoğan karşısında her durumda seçimi kaybeder miydi? Kılıçdaroğlu ile de bu seçim farklı yöntemle kazanılabilir miydi? Kılıçdaroğlu mu yanlış adaydı, uyguladığı yöntem mi yanlıştı, yoksa ikisi de mi?
CHP listelerinden Meclis'e 10 milletvekili sokan GP Gen Bşk Ahmet Davutoğlu DEVA, Saadet ve Demokrat Parti’ye ortak grup kurma çağrısı yaparak’Meclis’te bir yeni tablo oluştu, birlikte bir grup kurmak bir zarurettir. AK Parti'den rahatsız olanların MHP ve YRP’ye kayarken 'Millet İttifakı niye bunları çekemedi' sorusu doğru bir sorudur. Ben bu meseleyi iki sene önce gördüm. Altılı Masa'yı kurmadan önce arkadaşlara 'gelin ortak zemin kuralım' dedim.
'AK Parti'ye oy vermeye alışmış kitlelerin bir anda Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermesi mümkün değil' dedim. Ama anlatamadım. Listeler yapılıncaya kadar sürekli tekrarladım ama anlatamadın. İtiraf edeyim. Çok ısrar ettim. Herkes biliyor kamuoyunda bunu. Bazı şeyleri; fırtınanın geldiğini görürsünüz ama gücün fırtınayı engellemeye yetmez.’
Eğriye eğir doğruya doğru; göz olanı, akıl olacağı görür; Davutoğlu bunları seçimden önce söyledi. GP dışındaki partiler yüzde yedi barajını aşamayacaklarını bildikleri için bu öneriyi reddettiler, taşıyıcı anne rolündeki CHP’de zahmetsiz, masrafsız milletvekili olma yolunu seçtiler. Onların kendilerince haklı gerekçeleri vardı da Kılıçdaroğlu hangi gerekçeyle bu formüle itibar etmedi? Araca binmekle gideceğiniz araca binmek aynı şey değildir. Bazen bindiğiniz araç sizi gideceğiniz yerden uzaklaştırır.
Kılıçdaroğlu, diğer partileri içine alarak Akşener’e rağmen onlar tarafından cumhurbaşkanı adayı gösterilmek için faydadan çok zarar getiren ittifaklar yaptı ve listelerinde öyle adaylara yer verdi. Sepetteki yengecin çıkmaya çalışanın ayağına yapışıp aşağıya çekmesi gibi İYİ Parti’yi kaybettirerek kazanacağını düşünmesi bindiği dalı kesip düşmesine neden oldu. Fırsat ve tehdit sıralaması yapılabilseydi Kılıçdaroğlu bu seçimi alabilirdi.