ABD Büyükelçiliği, CHP'nin 21 Mayıs’ta İstanbul Maltepe'de düzenlediği miting öncesinde ‘Tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve öldürücü olmayan mermilere karşı dikkatli olun!’ uyarısında bulundu.
İsrail Dışişleri Bakanı, 14 Haziran 2022’de İranlı casusların İstanbul'da bulunan İsraillilere karşı saldırı planları yaptığını ileri sürerek, İsrail vatandaşlarına ‘Gerçek ve yakın bir tehlike mevcut. İstanbul'daysanız, en kısa zamanda İsrail'e dönün.. Türkiye’den ayrılamayan vatandaşlar kendilerini otel odasına kitlesin! Hiçbir tatil canınızdan önemli değil mümkün olan en kısa sürede’ Türkiye’yi terk etme çağrısında bulundu.
Uyarı yapıldığı sırada binlerce İsrailli turistin yanında binden fazla İsrailli subay ve bol miktarda İsrailli ajan İstanbul’da bulunuyor. Ödenen otel ücretlerinin geri alınması veya iptal edilmesi sorun olunca; İsraillilerin çoğu geri dönmedi. Halen İstanbul’dalar.
Dört gün sonra İsrail Milli Savunma Bakanlığı tarafından ‘somut’ tehditlerin olduğu, İran’ın bu hafta sonu terör saldırısı düzenleyeceği; İranlı ajanların İsraillileri öldürmeyi veya kaçırmayı planladığı uyarısı tekrarlandı. Peki, hafta sonu İstanbul’da saldırı oldu mu? İstanbul’da kim kime operasyon çekti?
Türkiye umutlarını turizm gelirlerine bağlamışken Türkiye’nin turizmine mi operasyon çekildi? ABD’nin uyarısına aynı şekilde karşılık verildi; Türk vatandaşlarının ABD’de toplu gösterilerden uzak durması istendi. İsrail’e neden karşılık verilmedi? Olan biten sineye mi çekildi? Peki, İstanbul’da ne mi oldu?
NEFESLER TUTULDU, GÖZLER İSTANBUL’A ÇEVRİLDİ!
İsrail’in Channel 12 yetkilileri, İsrail ajanlarının Türkiye’de saldırıları engellemek için Türk mevkidaşlarıyla omuz omuza çalıştıklarını; İranlı ajan kovaladıklarını ve yerel yetkililerle mükemmel bir işbirliği olduğunu kaydettiklerini aktardı. Türkiye’de konuyla ilgili açıklama yapılmazken, İsrail hafta sonuna nasıl girildiğini böyle açıkladı.
İstanbul’da hafta sonunda çok şükür terör saldırısı veya rehine olayı yaşanmadı, ancak operasyon yaşandı. Büyük ihtimalle ava gelen İranlılar avlandı.
İran, yakalanan ajanlarını takas yoluyla kurtarabilmek için insanları rehin alıyor. Fakat bunun yapılması gereken son yer İstanbul olmamalı.. İstanbul’da operasyon Türkiye-İran ilişkilerini koparır, İran’ı yalnızlaştırır. İsrail operasyonunu kolaylaştırır.
İsrail -Türkiye yakınlaşmasından rahatsız olan İran, İstanbul’da eylem yaparak hem Türkiye’ye hem İsrail’e hem de Türkiye-İsrail yakınlaşmasına zarar vererek bir taşla iki kuş vurmak hatta kuş katliamı yapmak istiyor. Stratejik düşünmeyen İranlı yöneticiler, adeta ateşle oynuyor; Azerbaycan, Irak ve Suriye’de İran, Haşdi Şabi ve Hamas üzerinden Türkiye ile sıcak temasa yaklaşıyor.
Rusya’nın Ukrayna savaşına odaklanması, Kazakistan’la ilişkilerinin kopma noktasına gelmesi sonucu, Suriye’de boşalttığı veya boşaltacağı güç alanı, İran’ın iştahını kabarttı. Türkiye’nin Suriye operasyonuyla sıcak temas olacak gibi görünüyor.. Böyle bir temas İran için sonun başlangıcı olur.
Rusya’nın Kazakistan’ı tehdit etmesi üzerine teyakkuza geçen İngiliz ordusu dünya savaşı sinyali verdi. Hedefteki iki ülke Rusya ve İran’dır.
İran’da asker ve bilim insanlarına suikastlar stratejik binalara sabotajlar engellenemezken, İran nasıl oluyor da İstanbul’da Türkiye’nin turizmini hatta güvenliğini tehlikeye sokacak, Türkiye’yi dünyada itibarsızlaştıracak operasyonlar yapabiliyor?
İran/Tahran’da tarihi bir çarşının sabotajların hedefi olabileceğini ben bile yazmıştım.
Yazımın üzerinden birkaç ay geçmeden çarşı sabotaj sonucu kül oldu. Kendi ülkelerindeki hedefleri koruyamayan İran’ın adı, dün de bugün de belirli operasyon ve suikastlara karıştı ve karışmaya devam ediyor.
Son yıllara kadar Türkiye’nin İran’dan yana tavır takınmasını destekliyordum, ancak son yıllarda gerek Ermenistan-Azerbaycan savaşına, Türkiye’nin Irak ve Suriye operasyonlarına karşı takındığı tavır, İran’ın kötü yönetildiğini gösteriyor.