Türkiye’nin NATO’ya girişini değerlendirirken, girdiği günün ve Ukrayna’nın bugünkü durumunu göz önünde bulundurmak gerekir. Sağlıklı birisi ilaçların yan etkisini hesap edebilir, ama hasta etkisini düşünmek zorundadır. Rusya, birçok açıdan Batı’ya entegre olduğu halde, 28 Ağustos 2008'de dünyanın gözü önünde Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya bölgesini işgal ederken, bugün de Ukrayna’nın Rusya sınırındaki bölgelerin bağımsızlığını tanıdı ve güvenliğini sağlamak üzere işgal etti.
Başta Kiev olmak üzere birçok şehirdeki askeri üslere füze atışı yaparak, kendine bağlı bir yönetimin işbaşına geçmesi için ortam hazırlıyor. Adolf Hitleri mumla aratan dünyanın en zalim diktatörü Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Stalin, Atatürk ve Lenin arasında imzalanan saldırmazlık antlaşmalarını 2.Dünya Savaşı’ndan sonra iptal ederek, Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istemesi üzerine Türkiye NATO’ya üye oldu.
Sovyetler Birliği 1956’da Macaristan’ı, 1968’de Çekoslavakya’yı işgal ettiği zaman Türkiye’yi de işgal edeceği tartışmalarının yapıldığı sırada, saldırıya uğrayan NATO üyesinin tüm NATO üyeleri tarafından savunulacağının göstergesi olarak bu kritik dönemde 6. Filo İstanbul’a geldi. Şehir gezintisi yapan askerler, Sovyetler Birliği’ne bağlılıklarını gösteren gençler tarafından ‘Bağımsız Türkiye sloganı’ eşliğinde denize atıldı.
Olay ve ülkelerin yaptıklarını veya yapmadıklarını o günün şartlarına göre değerlendirilmelidir. Ukrayna gönüllü olarak ABD tarafından sömürülmek mi, işgal edilmek mi istiyor? Yoksa denize düşmüş yılana mı sarılmak istiyor? Rusya’nın işgaline karşı NATO’dan, BM’den, ABD’den, Avrupa’dan, yardım edebilecek herkesten yardım istiyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Wiladimir Zelenskiy, ‘Bizi NATO’ya alın’ diye aylardır yalvarıyor, yakarıyor. Emperyalist, katil ABD’den Ukrayna’ya asker göndermesini istiyor ki ABD, Birleşmiş Milletler (BM)’in aksi yönde kararlarına rağmen Irak’ı işgal etti (2. Körfez Savaşı), kaynaklarına el koydu, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’i idam ettirdi.
Hiçbir hava ve kara saldırısı ve direnişiyle karşılaşmamasına rağmen, kilometrelerce yükseklikten sivillerin üzerine bomba yağdırdı, 2 milyona yakın Iraklıyı öldürdü, ABD askerleri ve özel güvenlik kuvvetleri binlerce kişiye ağır işkence yaptı, camileri yaktı, yıktı, kadınlara tecavüz etti.
İşte böyle bir devletin askerlerini Ukraynalılar dört gözle bekliyor, ancak ne NATO ne de ABD asker gönderiyor. ABD asker gönderme bir tarafa kendi vatandaşlarının tahliyesi için operasyon bile yapamıyor, gidip alamıyor.