CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu’nun ‘ödemeyin’ dediği bankaların ‘varlık şirketlerine’ devredilen borçları ödenmeli mi, sözü edilen borçların varlık şirketine devredilmesi, varlık şirketlerinin ‘TAHSİL YÖNTEMLERİ’ yasal ve etik mi? Kılıçdaroğlu’nun çağrısı sivil itaatsizlik mi? Siyasetçi, sivil itaatsizlik çağrısı yapabilir mi veya yapmalı mı?
Kılıçdaroğlu’nun son çağrısından önce benzer çağrılarını hatırlayalım; elektrik faturasını ödemedi, elektriği kesildi, ancak ‘Ben siz de ödemeyin demiyorum. Sivil itaatsizlik çağrısı yapmıyorum. Dikkatlerin yüksek elektrik zamlarına çevrilmesi için bu eylemi yaptım’ dedi ve kısmen de olsa amacına ulaştı.
Kılıçdaroğlu’nun, 41 bin TL’lik öğrenim kredisi için 152 bin 818 TL geri ödeme hesaplandığını paylaşan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) borcu mağdurlarına ‘Yüksek faizli borçları ödemeyin! Sadece ana parayı alacağız.’ çağrısı sivil itaatsizlik olarak değerlendirilip, suçlandı.
Kılıçdaroğlu’nun çağrısının ardından Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan, üniversite öğrencilerinin KYK borçlarıyla ilgili olarak ‘Gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Öğrencilerin kredi borçlarının faizleri silinecek’ dedi. Burada da amacına ulaştı Kılıçdaroğlu.
Borcu silinecek olanlar silinme zamanını merak ederken borcunu faiziyle birlikte ödeyenler de kendilerine iade yapılıp yapılmayacağını merak ediyor.
“HUKUK BÜROSUNDA MAFYA YÖNTEMİ!
Varlık şirketleri ve bazı hukuk büroları bir yandan avukatlığın verdiği
imtiyazlardan yararlanarak hukuki yöntemleri, diğer taraftan ise
mafya yöntemlerini kullanarak tahsilat yapıyor.
Hem siyasi hem de silahlı propaganda yapan örgütler gibi iki alanda da çalışan sözde hukuk bürosu çalışanı, kendisini avukat olarak
tanıtıyor, telefonun diğer tarafındaki borçluya ardı sıra
hakaretamiz sözler sayarken, boşluklarda polis telsiz sesleri
dinletiyor ve ‘Polisle geliyorum, sakın evi terk etme, aksi
durumda evinin kapısını kırarak içeri gireceğiz, hamal, çilingir de
hazır ne varsa kaldıracağız!’ diyor. Vatandaş olmayan ya da istenilen kadar olmayan borcu ödemek zorunda kalıyor
BU DEVLET BU KADAR MI SAHİPSİZ?
Banka veya şirketlerin borcunu devralan varlık şirketleri veya sözde hukuk büroları hem hukuk hem de mafya yöntemlerini bir arada uyguluyor.
Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı, Barolar Birliği avukatlık büroları yürütülen bu hukuksuz durumla ilgili acilen önlem almadır.
Yasal faaliyet gösteren kurumlar tahsilat işlerini bunlara nasıl verir? Telefon dolandırıcılığı yöntemini bir avukat nasıl benimser ve kullanır.
Nitelikli dolandırıcılık ve mafya yöntemiyle icra yapan avukat yaptığının bedelini ödemezse, devlet güvenlik kuvvetleri ve yargı mensupları kullanılarak insanlar soyulacaktır ki bu da vatandaşın devletine düşman olmasına neden olan ihanettir.”
Bazı avukatlık büroları ve varlık şirketlerinin tahsilat şekliyle ilgili, Haziran 2019 tarihli yazımın bir bölümünü yukarda verdim. Söz konusu yazının muhatabı bankanın genel müdürü söz konusu avukatlık bürosuyla ilişkilerini kestiklerini bana bildirdi. Alacaklı banka bile uygulamaya isyan etti, avukatın işine son verdi.
Hangi borçlar varlık şirketine devrediliyor? Bankaların kendi avukatları ve çalıştıkları avukatlık büroları aracılığıyla tahsil edemedikleri kredi veya kredi kartı borçları, faiz ve değişik alacaklardan kaynaklanan ancak yasal yolla alınamayan borçlar.
GSM Şirketlerinin abonelerden haksız talep ettiği ve yasal yolla tahsil edemediği borçlar veya uydurulmuş sözde alacaklar. Bağımsız mahkemelerin reddettiği veya reddedeceği bilinen sözde alacaklar fiyatının çok altında tahsilin zorluk derecesine göre; yüzde 5-25 arası varlık şirketlerine devrediliyor. Bankalar veya GSM şirketleri örnek teşkil edip, yol olmasın diye bu indirimi borçlulara uygulamıyor.
Bu sistemi savunan kim olursa olsun ister gazeteci, iktidar veya muhalefet en ilkesiz, en ahlaksız mafya tahsilatını savunuyor demektir. Mafyanın bile ilke ve kuralları var; emeksiz kazanılan paraya çöker. Fakir, fukaranın eşyasını kaldırmaz. Kaldı ki eşya kaldırılması yasal olarak mümkün değil.
TC Devleti hukuk devletiyse ki öyledir, borçların nasıl tahsil edileceği yasalarla belirlenmiştir. Şirket veya bankaların avukatları ve çalıştıkları serbest avukatlık bürolarının tahsil edemediği sözde; sanal borcun yasa dışı yolla tahsil edilmesi ne hukukla ne hukuk devletiyle ne de ahlakla bağdaşır. Siyasetçi iktidardaysa vatandaşın derdine derman, muhalefetteyse tercüman olacaktır. Bu ahlaksızlığa karşı çıkmak ‘sivil itaatsizlikse’ siyasetçi sivil itaatsizlik yapacaktır.