Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan ‘Savaşmadan kazanan komutan iyi komutandır sözünün gereği olarak ‘Suriye operasyonunu’ önceden haber vererek savaşmadan kazanmayı planlıyor ve terör örgütlerinin hamilerine; ABD, Rusya ve İran’a ‘Köpeklerinizin tasmasını sıkmazsanız. Türk silahlı Kuvvetleri onların boynunu sıkacak nefesini kesecek’ diyor.
ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalara, verilen sözlere rağmen teröristlerin Türkiye sınırında işgal ettiği Münbiç, Tel Rıfat Kobani (Aynel Arap) gibi yerlerin teröristlerden arındırılması, buralara Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların yerleştirilmesi bugüne kadar sağlanamadı ve teröristlerin Türkiye’ye saldırıları engellenemedi, operasyon şart oldu.
NATO gerilimi, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ABD ve Rusya’nın Suriye’de PKK ve uzantılarına yeterince sahip çıkamayacağı düşüncesiyle yapılan operasyon uyarısından sonra ortaya yeni bir durum çıktı. Her sıkıştığında ABD ve Rusya bayrağı çeken PKK ve uzantıları bu sefer Türkiye sınırına yakın yerlere Suriye bayrağı çekerek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan yardım istedi.
Erdoğan’la arası iyi olmayan Esad, Suriye’nin de aleyhine olmasına rağmen Türkiye’ye karşı PKK ve türevlerine sahip çıkmaya; bölgeye otobüslerle asker göndermeye başladı. Türkiye’nin Esad’ı düşman ilan etmesinden önce Suriye’de Kürtlerin vatandaşlık, kimlik, kişilik dahil hiçbir hakları yoktu. Erdoğan-Esad çekişmesi Suriye’de PKK ve uzantılarına hem toprak hem de Batı’nın gözünde itibar kazandırdı, bağımsız devlet kurma hayallerini güçlendirdi.
Esad’ın bölgeye gönderdiği 250 asker, teröristlerin güvenliğini sağlayamaz, ancak teröristlerle Suriye yönetimini geçici de olsa birbirine daha fazla yaklaştırır, teröristleri Suriye’nin bir parçası konumuna getirebilir. Söz konusu Suriye’nin bütünlüğüyse Esad’ın işbirliği yapması gereken Erdoğan’dır, Erdoğan’ın işbirliği yapması gereken de Esad’dır. Son zamanlarda bu işbirliğinin yapıldığı Türkiye tarafından iddia edilmiş olsa da gelin noktada böyle bir işbirliğinin yapılmadığı Esad’ın teröristlere sahip çıkmasıyla açık ve seçik bir şekilde görüldü.
Dünyanın önemle yayın kuruluşlarının operasyon bölgelerinde gerçekleştirdikleri röportajlara göre PKK/PYD/SGD yöneticileri ve sözde komutanları Münbiç’i IŞİD’den kendilerinin aldığını ve buraların onların hakkı olduğunu söylerken, Özgür Suriye Ordusu Komutanı söz konusu toprakların kendilerine ait olduğunu, teröristlerin buraları 10 yıl önce işgal ettiğini, ondan önce buralarda Kürt olmadığını, IŞİD'le kendilerinin savaştığını ve bugün de savaşa hazır olduklarını, Türkiye’den talimat beklediklerini söylüyor.
Erdğoan’ın İran/Tahran’da Putin ve İranlı yetkilerle görüşmesinin sürece yeni bur katkı sağladığını söylemek mümkün görünmüyor. Putin de İranlı yetkililer de Türkiye’nin Suriye operasyonunun sürece zarar vereceğini söylüyor. Ya Türk tarafı yeterince anlatamadı ya da karşı taraf anlamak istemdi. İran'la yakınlığı nedeniyle görevinden uzaklaştırılan Salih Muslim'in yeniden göreve getirilmesi İran'ın da operasyon bölgesinde taraf olduğunu gösteriyor.
İlk başta belirttiğim gibi savaşmadan kazanmanın mümkün olmadığı görülüyor. Savaş cepheden daha çok masada kazanılır; savaşmadan kazanmak için stratejik davranmak; fırsat ve tehditleri bir arada görmek, fırsatlardan sırasıyla yararlanırken tehditlere karşı da sırasıyla önlem almak, geleceği görmek gerekirdi.
Ukrayna’nın NATO üsleriyle donatılmasını, Putin Rusya’nın boğazına dayatılmış bir bıçak olarak nitelediği gibi; sınırımızın dibinde teröristlerin silahlandırılmış bir durumda bulunması da Türk milletinin boğazına dayatılmış bıçaktır. Türk askerinin o bıçağı milletin boğazına dayayanların uygun yerine sokması hem haktır hem de TSK bunu yapacak güçtedir. Zamanında söylediğim ve yazdığım gibi Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi yanlıştı, ancak bu yanlıştan dönmenin tek bir yolu; sonuç alacak bir şekilde yeni müdahaledir. Yanlış operasyon yeni ve doğru bir operasyonla ancak düzeltilebilir. Ya teröristler bölgeyi boşaltacak ya da Özgür Suriye Ordusu bayrağı asacak!