Müdürüne sahip çık ki çocuğuna sahip çıkabilesin. Ak Parti Hükümeti Milli Eğitim’le çok oynadı; 12 yılda birbirinden farklı uygulamalar yapan 5 bakan değiştirdi. Her gelen diğerini arattı. Eğitim sorunların çözümü için yapılırken, artık eğitimin kendisi sorun oldu. Sorunun çözümünde rol almayan veya alamayan bakanlar, sorunun parçası oldu. Eğitim her geçen gün geriledi ve nihayet geri viteste gidiyor.
Ehliyetsiz müdürler
Bir otobüste tüm yolcuların ağır vasıta ehliyeti var, ancak sürücü ehliyetsizse bu aracın kaza yapması kaçınılmaz olur. Çünkü ehliyet yolcuya değil; sürücüye gerekli. Okullarını cazibe merkezi haline getiren tecrübeli, ehliyetli müdürlerin görevlerine son verilirken yerlerine tecrübesiz, ehliyetsiz yandaş müdürler atanıyor. Artık okullarda eğitim değil; asayiş sorunları gündeme gelecek. Eğitim barışı tehdit altında. Zor şartlarda görevlerini yapan okul müdürlerinin adaletsiz bir şekilde görevlerinden alınması, şartları oluşturulmamış yapay sükuneti de ortadan kaldıracak, okullarda huzur ve barış ortamı tesis etmek mümkün olmayacaktır. Adalet ve huzurun olmadığı yerde eğitim de olmaz. Bugün müdürüne sahip çıkamazsan, yarın çocuğuna da sahip çıkamazsın. Müdürü korumak; çocuğunu korumaktır.
Bakan YÖK Başkan Vekili ile atışmıştı
YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, ÖSS adaylarının başarı ortalamasının çok düşük olduğunu belirterek,öğrencilerin iyi yetiştirilmediğini, eğitim sisteminin sorunlu olduğunu söylemişti.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Prof. Eşme'nin ortaöğretim öğrencilerinin bilgi seviyesi ile ilgili eleştirilerine cevaplarken, "Böyle öğrencilerimiz var ama o öğrencilere ders veren öğretmenleri siz yetiştirip bize gönderiyorsunuz. Biz öğretmenlerimizi üniversitelerden alıyoruz.’ demişti.
Bakan ve YÖK Başkanın tartıştığı sorunlara çözüm araması gereken hükümet, mevcut durumu mumla artacak bir kadrolaşmaya gitti. Müdürlerin başarı, taktir, maaş ödülleri çöpe atılıyor. Yerlerine hiçbir bilimsel kriter dikkate alınmadan atanacak yandaşlar getiriliyor. Eğitim siyasallaşıyor. Türkiye’de siyaset değerli olmadığı için siyasallaşan eğitimin de değeri düşürülüyor. Ülke karanlığa; hatta zifiri karanlığa gömülüyor. Karanlıkta insanlar değil; yarasalar görür. Türkiye’yi yarasalar ülkesine çevirmek isteyenlere çok geç olmadan engel olunmalı. Kemiğe dayanan bıçak kemiğe saplanmadan tedbir alınmalı. Sorun sadece müdürlerin sorunu değil; tüm milletin sorunudur.