Türkiye’de ‘kader mahkumu’ adı altında hemen hemen tüm suçlara af çıkarken, ‘infaz’ ve benzeri indirim yasalarıyla hapis cezaları indirilir veya tamamen kaldırılırken, ellerinde olmayan nedenlerle okuma hakkı elinden alınan lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerine af çıkarılması gerektiğini bu köşede defalarca gündeme getirdim.
Bizzat iktidardan ve muhalefetten bazı milletvekillerine, öğrencilerin mağdur edildiğini, toplumun olumsuz etkilendiğini, son olarak 2018’de çıkarılan yasanın güncellenerek bugüne uyarlanabileceğini yazdım, mail'den 2018’in taslak metnini gönderdim.
Yani tasarı hazır; sadece tarihleri değiştirilecek, istenirse kapsamı genişletilecek. Çeşitli sebeplerle üniversiteyi bırakan veya üniversiteyle ilişkisi kesilen öğrenciler, öğrenci affı ile birlikte yeniden okula dönebilecek.
Samsun milletvekillerinden ses çıkmadı. Gecikmeli de olsa Ak Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu, ‘Öğrenci affını Temmuz ayından önce yasalaştırmayı planladıklarını’ açıkladı, kendilerine mağdur öğrenciler adına teşekkür ediyorum.
2018 'de "terör suçundan hüküm giyenler, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği kesilenler' aftan yararlandırılmamıştı.
İntihara zorlama yüzünden sanık kısa süre tutuklu kaldığı davada ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İyi hal ve benzeri indirimlerle cezası önce 8,5 yıla indirildi, sonra da tahliye edildi. Mağdur avukatının şikayetinden vazgeçmesi v.s. rol oynamıştır. Ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aynı duruşmada tahliyeye de dönüşmüştür.
Adli suçlarda bu kadar toleranslı davranan yargı sıra idari kusurlara gelince elde olmayan nedenlerle bile öğrenciler mağdur ediliyor. Ortaöğretim disiplin, devam ve devamsızlık yönetmeliği üniversiteden çok daha fazla özgür.
BURS VE KREDİLER %100 ARTIRILMALI
Üniversite öğrencileri adeta açlığa mahküm. Özellikle KYK yurtlarında kalan öğrencilere verilen yemek desteği öğrencilere değil de yemekhaneyi işletenlere verilen desteğe dönüşüyor. Yemek parası doğrudan öğrenciye verilmeli ister kantinde ister başka yerde yer. Kantin parayı almak istiyorsa yemek listesini,miktarını, fiyatını cazip hale getirir.
Öğrencilerin ya yemediği ya da yiyince doymadığı yemekler için işletmeci hem devletten hem de öğrencilerden para alıyor. Alternatif yemek yiyecek yer olmadığı için kalite düşük, fiyatlar yüksek.
Öncelikle ve özellikle burs ve krediler yüzde yüz artırılmalıdır, iki katına çıkarılmalıdır. Bugünkü fiyatlarda bu ücretler de yetersizdir. Açlık sınırındadır, ancak bugünkü burs ve kredi miktarları artık dilenciye verilen sadakaya dönüşmüştür. Geleceğimiz bugünün gençleriyse ki öyle. O zaman onların iyi beslenmesi, barınması ve eğitilip, öğretilmesi gerekir. Türkiye ve yurt dışını tanıma fırsatı sağlanmalıdır. Karnını doyuramayan, bayramda ailesini ziyaret edemeyen öğrencilere ‘Başka ülkeleri de görün, tanıyın’ demek, alay etmek değilse ‘Ekmek bulamıyorlarsa, pasta yesinler’ demek kadar halktan ve öğrenciler uzak demektir.
Beğenilmeyen 1980 öncesi öğrenci kredi ve bursları bugünün 2500 lirası kadardı. Tüketim maddelerinin 3-5 kat arttığı yerde, burs ve kredilerin 850 tl olması öğrencilere ‘aç yatın’ demek değil de nedir?