İyi düşünüp taşınmadan ön yargıyla verilen kararlar, düzeltilmesi zor zararlara, hatta felaketlere neden olur. İşi yapmadan, sözü söylemeden düşünmek gerekir. İşi yaptıktan, sözü söyledikten sonra düşünmenin veya pişmanlığın, keşke demenin yararı yoktur. Sözü söyleyene kadar söze siz hakimken, söyledikten sonra size söz hakim olur.
Öngörüyle olacaklar önceden görülür ve tedbir alınır. Öngörü meziyettir. Göz olanı, akıl olacağı görür. Strateji öngörü gerektirir. Fırsat ve tehditleri bir arada görmeyi sağlar. Fırsatlardan yararlanılırken tehditlere karşı tedbir alma imkanı verir.Bindiği dalı kesenin düşeceğini söylemek ön yargı değil; öngörüdür.
Ön yargıyla ilgili iki öykü:
Hava alanı dükkanından kitap, gazete ve bir paket kurabiye alan kadın, uçağı beklemek üzere bir kanepeye oturur. Kitap okuduğu sırada yanında oturan adamın aralarında duran kurabiyeden cüretkar bir şekilde yediğini ve bunu paket bitene kadar sürdürdüğünü görür. Bir taraftan kadın bir taraftan adam kurabiyeleri bitirdiğinde son kurabiyeye birlikte uzanırlar. Adam son kurabiyeyi ortadan ikiye bölerek yarısını kadına verir, diğer yarısını da kendisi alır. Kadın, ‘pişkinliğin, yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu’ der içinden.
Adamın yüzsüzlüğü ve nezaketsizliğinden kadının öfkesi dayanılmaz bir hal aldığında, uçağın da kalkış saati gelmiştir. Kadın apar topar toplanır bu kurabiye hırsızına haddini de dersini de vermek istediği halde veremeden uçağa biner, kitabı almak için çantasını açtığında bir de ne görsün, kendi kurabiyesi çantada. Beraber yedikleri kurabiye adamın kurabiyesiymiş meğer. Kurabiye hırsızı adam değil kendisiymiş.
İkinci öykü:
Uzaklarda bir dağ köyünde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz, her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, gelincik uysallaşmış.
Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa, yeni doğan bebeği gelincikle beraber evde yalnız bırakmak zorunda kalır. Az zaman sonra anne eve geri döndüğünde, gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışcasına gelinciğe saldırır ve oracıkta gelinciği öldürür. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebeğin sesi duyulur. Anne odaya yönelir ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı görür.