Samsunlu milli Ragbi sporcusu Hicran Doğa Tonyalı, olimpiyat oyunları, Avrupa şampiyonası ferdi veya takım müsabakalarında ilk üç dereceye giren ve söz konusu yarışmalarda takım sporlarında en az 10 kez Türkiye'yi temsil ederek 'milli sporcu' belgesi almış kişilere tanınan hakkı kullanarak 2019 yılında sınavsız beden eğitimi öğretmeni olarak atandı.
İstanbul'da bir lisede 4 yıl öğretmenlik yapan Tonyalı, 6 Ocak'ta Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderdiği yazı ile işine son verildiğini öğrendi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, ‘Yapılan incelemelerde, listedeki sporcuların yönetmelikte belirtilen müsabakalarda yarışmadığı ancak başvurularının sehven olumlu olarak değerlendiği tespit edilmiştir. Sizi sehven atadık, bizim hatamız. Bugüne kadar çalıştıklarınızın ücretini aldınız. Görevinize son verdik’ diyerek Tonyalı'yı ve Tonyalı gibi 20 sporcunun sehven atadığını ve görevlerine son verildiğini belirtti..
Şartları yerine getirdiğini belirten Tonyalı karara itiraz etse de bakanlık itirazı reddetti. Konu yargıya taşındı. Tonyalı’nın müracaat şartlarını yerine getirip getirmediğine mahkeme karar verecek.
‘Biz hata yaptık, aldığın para senindir’ hukuk devletinde kullanılabilecek bir ifade değil. Hukuk devletinde yasaya dayanmayan bir yetki yoktur. Yasaların vermediği bir yetkiyi kimse kullanamaz. Kimin parasını kime hangi hakla veriyorsunuz? Devletin parasını keyfi nasıl kullanıyorsunuz?
Devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan uygulamaları yapanlar da onları o görevlere atayanlar da aynı derecede sorumludur. Kimlerin, nereye, nasıl atanacağını bilmeyenlerin o görevlerde ne işi var?
Şartlar yerine getirilmeden yapılan müracaatların sorumluluğu çift taraflıdır. Müracaat eden de müracaatı yerine getiren de aynı derecede sorumludur. Şartları yerine getirmeden öğretmenlik yapılmışsa alınan ücret ya atanan kişiden ya da atayanlardan faiziyle birlikte geri alınır. Atama yanlışsa parayı neden geri almıyorsunuz, doğruysa neden ihraç ediyorsunuz?