Terme ve Çarşamba ovalarına dikilen termik santraller yalnız oralarda yaşayanların değil; aynı zamanda hepimizin sorunudur. Türkiye’nin enerji ihtiyacını ileri sürerek, dünyanın en verimli alüvyon ovaları; Çarşamba ve Terme ovalarına termik santral yapmak isteyenlerin derdi enerji değil, her şeye rağmen yüksek ve kolay kazanç.
Tarım için elverişli bu ovalar aynı zamanda termik santral için de elverişli; deniz kenarı, su ihtiyacının karşılanması, yakıt; fueloil, doğalgaz, kömür, üretilen enerjinin ulusal enerji ağına ulaşımı kolay. Başka yerlere göre çok karlı, iştah kabartıcı bir yatırım. Ancak bu santraller başka yerlerde de yapılabilir.
Samsun’un Tarım Master Planı hazırlandı. Tarımın yapılacağı bu ovalarda termik santral yapılırsa, tarım nerde yapılacak? Santral her yerde, ama tarım sadece verimli alüvyon ovalarında yapılır. Sorun buradan yüksek kar hırsından kaynaklanıyor...
Uluslar arası etkinliklerde güneş enerjisine dikkat çekilirken Türkiye’de ardı arkası kesilmeyen termik santraller tercih ediliyor. Brezilya’da Türkiye’yi temsilen davet edilen Ezinç Metal’in Genel Müdürü Hakan Alaş, ‘Bazı kuzey ülkeleri bile güneş enerjisinden maksimum seviyede yararlanırken çok bol güneşi olan ülkemizde son yıllarda daralma gösteren de bir Pazar var. Dünya genelinde farklı ülkelerde özendirici yasalar, zorunlu standartlar ve ürün denetimi ile gerçekleşiyor ve bu pazarın gelişimine önemli bir destek veriliyor. Yani devlet politikaları bu sektörü geliştiriyor. Ülkemizde ne yazık ki bu sektöre yönelik hiçbir özendirici yasa veya zorunlu standart olmamasından tamamen piyasa dinamikleri sonucu ortaya çıkmış olan pazarda sıkıntılar var. Dileğimiz önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıları giderici önlemlerin alınmasıdır.” derken güneş enerjisine devlet tarafından desteklenmesine hatta zorunlu hale getirilmesine vurgu yaptı.
Toplam ÇED değerlendirmesi
Bazı santraller çevresel etki değerlendirme raporu hazırlanmadan kurulurken, bazıları ÇED raporlarını kurulduktan sonra alıyor. Ölçümlerin doğruluğu kuşkulu olduğunun yanında yanı sıra dizilen santrallerin toplu değerlendirmesi yapılmazken, bölgede başka santral yokmuş gibi tek tek değerlendiriliyor. Tek santralin çevresel etkisi bir şekilde telafi edilebilirken yan yana dizilen birçok santralin toplam çevresel etkisi değerlendirilmiyor.
Milyonlarca ton kömürün yakıldığı Termik Santral havaya yoğun bir şekilde kükürt dioksit salıyor, havada su buharıyla birleşen kükürt dioksit, asit olarak bölgenin dağlarına ovalarına yağıyor. Rüzgarın etkisiyle yüzlerce km. uzaklara bile yağacak olan bu asit yağmurları sonucu, ağaçlar yapraklarından ve köklerinden asit emerek
kuruyacak, havaya salınan su buharları iklimi değiştirecek, ÇARŞAMBA, TERME, hatta BAFRA ovaları yok olacak, hiçbir ürün yetişmeyecek, eğer yetişirse yenmeyecek, satılamayacak, göz göre göre büyük bir çevre felaketi yaşanacak. Türkiye’nin en verimli arazileri; alüvyon ovaları ya sözde organize sanayi bölgesi oluyor ya da kirli enerji alanı. Bu sorun sadece termelinin sorunu değildir, tüm Samsun’un, hatta Türkiye’nin sorunudur.