TTB Başkanı Şebnem Koru Fincancı, TSK ve TC Devleti’ne hakaret ve iftiradan tutuklanıyor, Boğaziçi (Devlet) Üniversitesi’nde sözde film etkinliğinde övülüyor, yönetmen Özcan Alper, aldığı ödülü Fincancı’ya ithaf ediyor, destekliyor. ‘barışı savunduğu için tutuklandığını’ söyleyerek,, Türk Yargısına iftira atıyor; terör propagandası yapıyor. TSK’ya iftira suç, ancak hakime iftira suç görülmüyor ki aynı yasalar Fincancı destekçilerine uygulanmıyor.
Terörizmin moral destekleri, propagandistleri, mali/ lojistik imkanları etkisiz hale getirilmeden, teröristlerin etkisiz hale getirilmesiyle terörle mücadele başarılı olmaz.
CHP Çanakkale Milletvekili ve Gen Bşk Yrd Muharrem Erkek’in ‘Sınırımızda IŞİD olacağına PYD olsun, hiç sorun değil’ sözleri bugün tartışılıyor. Ben söylendiği zaman eleştirdim.
Ancak o zaman PYD’nin başkanı Salih Muslim’e kırmızı pasaport verilip, kırmızı halıyla Başbakan Davutoğluyla görüştürülüp, 6 ay sonra ise ‘Kırmızı Bülten’le arama kararı çıkarıldı. Bu çelişkiyi dikkate alan İnterpol isteği yerine getirmedi.
PYD’ye destek için yasa dışı olduğu halde Peşmerge’nin ağır silahlarla Türkiye üzerinden, Türkiye’nin fırtına obüslerinin desteğiyle Aynel Arap (Kobani)’a geçişi sağlanmıştı.
‘Çözüm sürecinde’ yapılan pazarlık sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri güneydoğudan önemli miktarda asker ve askeri araç çekti, birçok karakolu kapattı, doğu ve güneydoğuda operasyonları durdurdu, toplu olaylara müdahale araçlarını gezi olaylarının yaşandığı şehirlere çekti, askerin boşalttığı alanları PKK’nın şehir yapılanması KCK hemen doldurdu.
Köy bastı, uzun namlulu silahlarla geniş katılımlı kitlesel eylemler yaparak halk üzerinde korku ve yıldırmasını sürdürdü, şehirde polis üniformalı teröristler denetim yaptı. Kimsesizler mezarlığındaki PKK’lılara anıt mezarlar inşa edildi. Bölgenin kontrolü PKK/KCK’nın eline geçti.
BDP sözcüleri ‘bu yapılanları bir yasaya bağlayalım, haddini bilmez, densiz bir savcı, bir komutan çıkar, sorun yaratır’ dedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, BDP'nin yasal düzenleme yapılmadığı takdirde bir savcının barış sürecini yürütenlerle ilgili soruşturma açması endişesini değerlendirirken, “Bir savcı çıkıp, 'Siz niye Türkiye'ye barışı getirmeye çalışıyorsunuz?' diye hesap mı soracaktır? Ya da akan kanın, akan gözyaşının dindirilmesi için 'Niçin gayret ediyorsunuz?' diye mi soracaktır? Bu suçsa, ben bu suçu işliyorum burada” dedi.
BDP endişesinde haklı çıktı. Korktukları başlarına geldi. İçişleri bakanı İdris Naim Şahin kısa sürede tüm PKK’lıları gözaltına aldı, Cumhuriyet savcısı da tutukladı. Ancak tutululukları uzun sürmedi; beklenen düzenleme İmralı’dan geldi.
PKK’nın şehir yapılanması; KCK davası Cumhuriyet Savcısı mütalaasında şunları söyledi: "Van Cumhuriyet savcılığı olarak Van Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın da aralarında bulunduğu 13 sanığın 'Örgüt üyesi olmak' gerekçesiyle tutuklanmalarını talep ettik, ancak gelinen aşamada örgüt, eylemlerine son verdiği ya da böyle bir karar aldığı görülmektedir. Van Cumhuriyet Savcılığı olarak da bunu göz önünde bulundurarak, sanıkların toplu tahliye edilmesine karar verilmesini talep ediyoruz."
Savcının tüm sanıklar için tahliye talebinin ardından ara veren Mahkeme Heyeti, aradan sonra sanıkların tümü için toplu tahliye kararı verdi. İdris Naim Şahin’in içişleri bakanlığına mal olan operasyonlarda tutuklanan KCK’lılar Apo’nun talimatıyla serbest bırakıldı.
Suçlar ve yasalar aynı olduğu halde, sanıklar serbest bırakıldı. BDP milletvekilleri kurban kesti. Konuyla ilgili görüşü sorulan HDP Gen Bşk Selahattin Demirtaş uygulamanın Türkiye sathına yayılmasını ve tüm tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Türkiye’de bunlar olurken, Almanya’da PKK yanlısı milletvekilleri ‘PKK’nın artık terör örgütü olmadığı, Türkiye’de mahkeme kararıyla tescil edildiği’ ileri sürüldü. Söz alan her milletvekili kesin bir dille PKK’nın Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesinde yer aldığını, Birleşmiş Milletler (BM) terörizm ile mücadele kararları doğrultusunda PKK'nın AB ülkelerindeki bütün hesap ve mal varlıklarını dondurulduğunu, halen silah bırakmadığını, terör örgütü olduğunu, Türkiye’nin ne yaptığının Almanya’da dikkate alınamayacağını belirtti ve önerge reddedildi.
2015 Haziran seçimlerinde Ak Parti TBMM’de çoğunluğu kaybedince ‘Çözüm süreci’ rafa kaldırıldı. HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi’nin olağanüstü toplantısında; MHP Gen Bşk Bahçeli’yi ‘Tunceli’ye Şırnak’a gidememekle’ suçlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’na seslenerek, ‘Dün Başbakan’a çağrı yaptım, Genelkurmay Başkanı’nı niye gönderiyorsun, sen git. Sen niye Cizre’ye gitmiyorsun? Madem güçlüsün al reisini de Cizre’ye, Sur’a git de bak seni nasıl karşılayacaklar. Kürdistan kurulacak. Özerk bölgeleri de olacak belki devleti de olacak’ şeklinde yenilmez, yutulmaz, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını gerektiren açıklamalarından 5 yıl sonra gözaltına alınıp tutuklandı. İktidarıyla muhalefetiyle bir değil; bin hata yapıldı ve halen de yapılıyor.