Hükümete yurt dışına asker gönderme yetkisi, TSK’ nın 35. maddesi gibi kullanılmamalı.
Atatürk gençlere ‘cumhuriyeti biz kurduk, sizler yaşatacaksınız’ derken, ‘Cumhuriyeti’ askere değil; Türk gençliğine emanet etmiştir. Türk gençliği eğitimsizlik nedeniyle yanlış yola saparsa, cumhuriyeti koruma görevi savcılara verilmiştir. Bunun sonucu olarak; her kamu çalışanı cumhuriyetin çalışanı olduğu halde; sadece savcıların mesleğine ‘Cumhuriyet’ unvanı eklenerek ‘Cumhuriyet savcısı’ denmiştir. Savcılar gibi; hakimler de, öğretmenler de imamlar da cumhuriyetin çalışanlarıdır. Ancak savcıların cumhuriyeti kollamak g3ibi özel bir görevleri daha olduğu için bu unvanı almışlardır.
Askerler kendilerine verilmeyen bir görevi durumdan vazife çıkararak yerine getiriyormuş gibi darbeye gerekçe göstermişlerdir. Bağrından çıktığı millete silah çekme sebebi olarak görülen ve kaldırılması gereken bir maddedir.
Gül ’En kötü senaryo’
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’deki olaylar için en kötü senaryo’ dedi. Yani darbeci askerlerin 35. maddeyi ileri sürerek darbe yapmaları gibi; hükümet de teskereyi kullanarak Suriye ile savaşı planlıyor. Hem de Batının kara kuvvetleri desteğini almadan, maliyeti hesaplanmadan, ABD ve İsrail tarafından yazılan senaryo Türkiye tarafından uygulanacak.
Irak teskeresi
Irak’ın kuzeyinde karakol basıp askerlerimizi şehit eden teröristlerin peşinden Irak’a giremeyen askerlerimiz, ABD çıkarları için Suriye’ye girerse, sadece Suriye’nin değil; İran, Rusya, Çin ve bölgedeki tüm ABD ve Yahudi karşıtlarının hedefi oluruz. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de kurulmak istenen sözde Büyük Kürdistan gerçekte Büyük İsrail’i biz kendi ellerimizle kurmuş, değiştirilmiş Tevrat’ta ‘Yahudilere vaat edilmiş topraklar’ olarak gösterilen güneydoğuyu’ Yahudilere altın tepside sunmuş oluruz.
Irak’ın işgalinde uygulanan senaryo, Suriye’de de uygulanıyor. Suriye’nin kuzeyinde uçuşa ve Suriye güçlerinin girişine yasak bölge oluşturup, bu bölgeyi büyüterek Esad rejimini yıkmak ve yerine ABD kuklası bir yönetim getirmek planlanıyor. Sonra da arkasına ABD ve İsrail’i alan bu kuklalar tarafından yönetilen Suriye’den medet umacağız. Talabani ve Barzani’yi ABD’nin talebi üzerine Turgut Özal yaratmadı mı?
Yerde yem verilen güvercinlerin, yükselip, yem verenlerin başına pislediği gibi; bu iki çakal Türkiye’ye meydan okumuyor mu?
Kendi güvenliğimiz, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için hem yerel hem de uluslar arası yetkimiz olduğu halde 10 bine yakın güvenlik mensubu ve 50 bine yakın vatandaşımızı kaybetmemize rağmen Irak’a amacına uygun giremedik. Zamanın ABD Büyükelçisi Ross ‘Irak’ta komşunuz ABD’dir. Irak’a giremezsiniz’ dediği gibi; Türk Silahlı Kuvvetleri, hep ABD’nin iznini alarak, göstermelik olarak Irak’a girdi. ‘Son terörist yakalana kadar sürecek’ denilen birkaç ay veya bir yıl süreceğinden bahsedilen operasyon açıklamanın ardından, ABD ‘Bitecek’ dediği için bitirilmedi mi? Bırakın son teröristi ilk teröristi bile etkisiz hale getirmeden, operasyon için giden birlikler geri dönüşte Zap’ta saldırıya uğrayıp kayıplar vermedi mi?
Genelkurmay Başkanı Irak sınırında değil
Güneydoğuda Apocular yol kesiyor, karakol basıyor, okulları içindeki öğretmen ve öğrencileriyle ateşe veriyor. Genelkurmay Başkanı Irak sınırında değil Suriye sınırında geziyor.
‘Kendine lazım olan camiye haramdır’ gibi bir söz var. Kendi teskeremizi Irak’ta kullanmadan, ABD teskeresini Suriye’de kullanmak haramdır. Suriye için verilen yetkinin hangi amaçla ne kadar kullanıldığı yakından takip edilmeli. Suriye’de kaybedeceğimiz askerler, Irak’ın kuzeyinde kaybedilmiş gibi gösterilip, yazılabilir. Herkes çocuğunun nerede olduğunu takip etmeli, bu konular muhalefetin takibine bırakılmayacak ciddidir.